HÜKÜM, DİN KOYMAK SADECE ALLAH’A aittir, Allah hakkı anlatır ve O, doğru hüküm/din koyanların en hayırlısıdır.” 2/Bakara 213 “ İnsanlar bir tek ümmet/görüş idi, sonra ayrılığa düştüler, Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak Nebileri/peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarında ki kıskançlıktan dolayı dinde ayrılığı/anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine, Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah, dileyeni ve isteyeni doğru yola iletir.” 10 /Yunus 49 “De ki: Ben, kendime bile, Allah’ın dediğinden başka ne bir zarar, ne de bir menfaat verme gücüne sahibim…” 7/Araf 188 “ De ki: Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben kaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiç bir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” Alın, Allah’ın, peygambere verdiği yetkiyi görün ve kararı siz verin. Ya Allah’ın emrine teslim olunacak, ya da nefsimizin ve Allah dışında yaratılmışların sözüne ve davranışına uyacağız.
Ciddi olarak araştırdığım zaman, başta ilmihal kitapları olmak üzere, diğer yazılmış eserleri imkanım neticesinde incelediğimde, şu anda hayatımızda yaşanılan ve İslam diye anlatılan konuları, Kuran’a ve sağlam hadislere götürüp ölçtüğümde, anlatılanların büyük bir kısmının yanlış olduğunu tespit edebiliyorum. Bu yanlışlıkları, yazmayı ve anlatmayı çözebildiğim kadarıyla kendime görev biliyor ve başkalarına aktarmaya çalışıyorum. Araştırmalarımda, mezhepler arasında ki, farzlarda hiç bir değişiklik yoktur, değişiklik sünnet denilerek yapılmaktadır. Önceki yazılarda, peygamberimizin hakkındaki ayetleri Kuran’dan naklettim, peygamberimizin böyle anlatılanlarla hiç bir alakası yoktur. Öyle bir peygamber anlatılıyor ki, bir mezhebe göre şöyle demiş, diğer mezhebe göre başka demiş, normal bir insan konuşurken bir şöyle, bir böyle konuşsa hemen itiraz edilip ayıplanıyor, peki Allah’ın peygamber olarak gönderdiği Nebi, mezheplere göre değişik söz söylemiş deniliyor, bir sözüyle diğer söylediği çelişiyor, bunu bir Müslüman’ın sohbetlerde ve vaazlarda anlatması, diğer dinleyen ve okuyan insanların da kabul etmesi doğru ve mümkün değildir. Zaten mezhep imamı olarak kabul edilen dört mezhep imamının görüşlerini aktaracağım, bunlar söylenildiği gibi biz mezhep kurduk dememişler ve bizim görüşlerimiz yüzde, yüz doğru dememişlerdir. İmamı Azam Ebu Hanife, Hanefi mezhebinin kurucusu kabul edilmiştir, ölümü (Hicri 150, Miladi 767) şöyle demiştir. “Benim, sözüm Kuran’a ve Resul’ün sünnetine uygun olursa alırsınız, uygun olmazsa atarsınız. Delilimi bilmeyen adama, benim sözümle, görüşümle görüş bildirmesi haramdır.” ( Kuran’ı anlamada yöntem, Muhammed Gazali, çeviren Emrullah İşler,s,174) İmam Şafi Şafii mezhebinin kurucusu kabul edilir, ölümü hicri 204 miladi 820) “Benim her dediğimi taklit etmeyin, kendiniz düşünerek delillerime bakın. Çünkü dinde başkasına güvenmek caiz değildir.”(Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre İslam’da Aklın önemi ve sınırı, s, 98-102) Enes b. Malik, Maliki mezhebinin kurucusu ölümü (Hicri 179, miladi 795) “Benim sözlerimdeki hatalara, taklit edilecek yerlere dikkat ediniz. Çünkü dinde Allah’ın sözünden başkası ret ve tenkit edilir.” (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk , Fatiha suresi tefsiri, s, 65) Ahmet b. Hanbel, Hanbeli mezhebi kurucusu, ölümü (Hicri 241, miladi 855) “Din işlerinize kendiniz bakınız, çünkü başkasını taklit kötü bir şeydir. Taklit, gözü olan insanları gözsüz eder.” Şimdi, Allah için bakınız, mezhep imamı olarak kabul edilen imamlar güzel demişler, biz ne deyip nasıl hata yapıyoruz.
Bakara 3. Ayette kayba imandan bahsediliyor. Kayıp, sahip olduğumuz imkanlarla şu anda bilip çözemediğimiz şeylerdir. Düşünce ve bilimde ilerlemenin temelinde kayba iman vardır. Şu anda bazı bilmediklerimiz bir süre sonra bilinebilir olarak açıklanmaktadır. Allah Kuran’ın ilk ayetlerinde Müslüman’ın kayba iman edeceğine dikkat çekmiştir. 4. Ayette bize indirilene, bizden öncekilere indirilen kitaplara ve ahret gününe iman istenmektedir. 5. Ayette Rablerinden gelen hidayete uymamızı istemektedir. Ancak Kuran kime yol gösterir, kime rehberlik eder? Allah’ın kelamı kendisine inanan ve hayatlarında uygulayanları doğru yola ulaştırır. Kuran gerçekte bütün insanlığa inmiş, ancak ve sadece kendisine yönelip Kuranla doğru yolu bulmak isteyenlere rehber olup yol gösterir. Genel inanış ve kabul maalesef şudur, dinimizi hocalardan ve ilmihallerden öğreneceğiz denmektedir. Allah’ta, Kuran’da, herkesin dinini sadece Allah’ın emri Kuran’dan öğrenmesini ve Kuran’a yönelen ve Kuran ayetlerini hayatlarında yaşayanları doğru yola götüreceğini açıklıyor. Bizlerde dinimizi Kuran’dan değil, tam tersi hocalardan ve ilmihallerden öğreneceğiz diyoruz. Bu yanlışlığımızı, Allah’ın emrine göre düzeltip, dinimizi Kura’ndan öğrenmeliyiz. Ben Kuranı bilmiyorum, diyenler mazeret gösteremezler, Kuran’ı kendi anladıkları dilden, anlayarak okuyup öğreneceklerdir.