Şarkıcı Melek Mosso Isparta Gül Festivali’ne davet edilmiş.
Anadolu Gençlik Vakfı ve Milli Gençlik Vakfı Isparta Temsilciliklerinin protesto açıklamasından sonra sanatçının konseri iptal edilmiş, ve bu kurumlar belediyeye teşekkür mesajı yayınlamış.
Daha sonra konseri iptal edilen sanatçının yerine toplumun inanç ve geleneklerine daha uygun olduğu düşünülen Seda Sayan isimli sanatçının konser vereceği duyurulmuş.
Daha önceki sanatçıya itiraz eden kuruluşlar bu konser için herhangi bir bildiri yayınlamamış.
Belediyeler, üniversiteler, valilikler bu tür programları düzenlerken, hangi özellikleri dikkate alarak sanatçıları belirleyip davet ediyorlar, hangi gerekçelerle programları iptal ediyorlar anlamak güç.
Gün geçmiyor ki böyle bir programda bir fiyasko yaşanmasın.
Daha bu haberlerin tazeliği geçmeden İstanbul’dan peş peşe haberler geldi.
Bebek’te iki vatandaş güpegündüz sahilde, etraftaki kalabalığa aldırmadan ilişkiye girmişler.
Boğazda bir vatandaş banka uzanmış çırılçıplak güneşleniyor
Esenyurt ilçesinde 10 ve 11 yaşlarında iki erkek çocuğunu taciz eden suriyeli esnaf tutuklanmış.
Günümüz toplumunun rol modeli olan sanatçılarımız Bebek’te yaşanan ilişki haberine tepki yağdırıp kabul edilemez olduğunu açıklamışlar.
Rol model olan sanatçılarımızdan diğer ahlaki hassasiyetler için fazla tepki açıklamaları duymuyoruz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütün tepkilere rağmen kandil sevicisi birini Harbiye’de konsere çıkarıyor, Hdp ve Chp’li vekiller kol kola konseri izliyorlar.
Hem de Pençe - Kilit operasyonunda kahraman şehitlerimiz varken.
Aynı vatandaşın Kocaeli konseri iptal ediliyor, İstanbul ve Ankara konsere sahip çıkıyor.
Toplum olarak tepki kültürümüzü, protesto yeteneğimizi kaybettik.
Olaylara tepkimizi, protestolarımızı siyasi bağlılığımıza göre geliştiriyoruz.
Kendimizi ait hissettiğimiz partinin genel başkanı, bir olay hakkında ne söylerse bizim tepkilerimiz de ona göre gelişiyor.
Genel başkan çok seslilik adına sanatçıya ! sahip çıkarsa, dağ gibi şehitlerin geldiği günlerde, konsere de çıkarırız, kol kola da izleriz, beis görmüyoruz.
Bir sanatçının toplumun ahlak yapısına uygun olmadığı için konserinin iptalini ister, iptal olunca teşekkür ederiz, yerine bir başkası gelince sesimizi çıkarmayız.
Bebek’te meydana gelen olay ilk başta Suriyeli vatandaş diye haber yapılınca tepkimiz farklı olur, sonradan Türk uyruklu olunca tepkimiz farklılaşır.
Esenyurt’ta meydana gelen taciz olayının faili Suriyeli olunca tepkiler çığ gibi, başka bir kurumda meydana gelince tepkiler cılız.
İşte bunlar toplumsal çürümenin, ahlaki yozlaşmanın, kültürel yok oluşun kilometre taşları
Her gün bu kilometre taşlarını hızla geçiyoruz, her geçen gün bir çağ kapatıp, yeni bir çağ açıyoruz.
Böyle şey mi olur dediğimiz olaylar haber bültenlerinde.
Her gün haber bültenlerinde çürümüşlüğümüzü, yozlaşmamızı, yok oluşumuzu izliyoruz aslında.
Böyle devam ederse de izlemeye devam edeceğiz.