Aslıhan Turan

Türkiye'nin Yüzde 30'u Neden Kayıp?

Aslıhan Turan

GENAR Araştırma ve Eğitim şirketi, Türkiye’de ‘Diyanet ve Din Hizmetleri Algısı’ raporu yayınladı.

Bu raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martın, ortaya çıkan sonucun kendilerini mutlu ettiğini belirterek ‘Tıpkı daha önceki yıllarda yaptığımız araştırmalarda olduğu gibi diyanete ve din görevlilerine olan güvenin yüzde 68-70 oranlarında olduğunu gösteriyor’ açıklamalarında bulundu.

Diyanet kurumunda çalışan, hak yolundan sapmayan ve doğruyu söyleyen bazı din görevlilerini tenzih ederek birkaç şey söylenilebilir diye düşünüyorum.

Türkiye’nin yüzde 70’nin diyanete neden güvendiğini sorgulamak değil de, en iyi haliyle yüzde 30’luk kısmın neden güvenemediğini sorgulamak daha mantıklı geliyor bana.  Aslında son 10 yılda diyanetin açıkladığı fetvaları ve yaptığı skandalları hatırlayınca ‘Türkiye’nin yüzde 30’u neden kayıp?’ sorusu cevabı verilmiş bir şekilde orada duruyor.

İsterseniz Diyanet skandallarını biraz hatırlayalım…

2016 yılında ‘Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?’ sorusu Diyanete yöneltilmişti. Soruyu İslam kaynaklarından farklı görüşleri referans göstererek yanıtlayan Diyanetin cevabı ise şu oldu; ‘Babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu tür bir haramlık oluşturmaz.’ 

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 8 Mart 2008 Dünya Kadınlar Günü'nde resmi web sitesine Türkiye Diyanet Vakfı'nın iki cilt halinde yayınladığı İlmihal 1-2 adlı eserin ‘Kadın Hakları’ başlıklı 14 sayfalık bölümünü koymuştu.

Yazıda feminizmle ilgili bölüm ‘Feminizm ahlaksızlıktır’ başlığıyla yer buldu ve şu ifadeleri içeriyordu; ‘Feminizm, ahlaki ve sosyal bakımdan çok olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bir kere, feminizm hareketine ‘kapılan’ kadın, genel olarak kayıtsız şartsız özgürlük düşüncesiyle aile için vazgeçilmez olan birçok kural ve değerleri hiçe saymaktadır.’ Daha sonra diyanet vatandaşlardan gelen tepkiler üzerine bu bölümün başlığını ve içeriğini değiştirerek farklı şekilde yayınladı.

Şanlıurfa Mevlana Halid Camisi İmamı Mehmet Şükrü Dörtbudak, 2022 yılında verdiği bir vaazda kadınları ve çocukları giydikleri kıyafetler üzerinden, ‘Çocuğun kolu, göğsü, her tarafı açık. Ondan sonra pedofili suçtur. Pedofiliyi sen körüklüyorsun’ ifadeleriyle hedef almıştı. Bu ifadeleri söyleyen Dörtbudak ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış ve Diyanet tarafından sadece 500 TL kınama cezası verilmişti.

Diyanet'in açtığı Diyarbakır-Kulp'taki yatılı Kur'an kursunda gece çıkan yangında 6 öğrenci yanarak öldü. Sonradan bu kursun ‘yatılı izni olmadığı’ ortaya çıktı. Daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Kutlu Doğum’ programında, çocuklara ‘tecavüz’ skandalıyla gündemden düşmeyen Ensar Vakfı’nın sponsor olduğu ortaya çıkmıştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2016 bütçesi belli olduğunda vatandaş vergilerinden Diyanet için 6 milyar 483 milyon TL'lik bütçe ayrıldığı ortaya çıkmıştı. Bu rakam ise o zamanın 13 bakanlığın bütçesinden fazlaydı.

Diyanet’in skandalları ‘hatırlandığı kadarıyla’ bitmiyor. Skandalların Türkiye’de - skandal olamayışı- ise hiç bitmiyor. Ama benim yine de bir sorum var. Soru bu sefer farklı olacak; Türkiye’nin yüzde 70’i neden kayıp?

Yorumlar 1
Taner 15 Mayıs 2024 10:57

????

Yazarın Diğer Yazıları