OYKA Koordinatörü Akgül: 'Yerel kalkınma olmadan, milli kalkınma olmaz'

Yerel kalkınma konusunda Türkiye'de ilk ve tek grup olan Odaklı Yerel Kalkınma Grubu (OYKA) koordinatörü Doç. Dr. Birol Akgül ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

OYKA Koordinatörü Akgül: 'Yerel kalkınma olmadan, milli kalkınma olmaz'

Kendilerinin yerel kalkınma alanında yerel yönetimlere projeler üreten, söz konusu alanda uzman ekiple araştırmalar ve çalışmalar yaparak yerel yönetimlerde sürdürülebilir bir kalkınma hedefinde olduklarını ifade eden OYKA Koordinatörü Akgül; “Yerel kalkınma olmadan, milli kalkınma olmaz” şeklinde konuştu.

OYKA NEDİR, NEYİ AMAÇLAMAKTADIR?

Şimdi OYKA’nın açılımı Odaklı Yerel Kalkınma Grubudur. OYKA Türkiye’deki faydalı model ve tescil hakları alınmış olan ilk ve tek model. Dünyada da 3 modelden birisidir. OYKA Grubu şu an 35 farklı üniversiteden 89 tane akademisyen, farklı kamu kurumlarından uzmanların katıldığı geniş katılımlı bir proje grubu. Amacı ise, Türkiye’de il ve ilçelere yönelik, yerel kalkınmaya yönelik yani yerel ve bölgesel kalkınmaya yönelik bütün değerleri birlikte değerlendirerek sürdürülebilir kalkınma planı hazırlanmasına yönelik çalışmalar hedefliyoruz ve bu konuda çalışmalar yapıyoruz.  Burada bir ilçede yada bir ilde hangisini kıstas alacaksak, orada hangi tür sektörel çalışma alanları var, önce onları tespit ediyoruz. Mesela tarım, turizm, hayvancılık, sanayi, yöresel-kültürel değerler ya da kentsel tasarım, eğitim, istihdam gibi yöredeki bütün değerlerin tümünün önce bir envanterini çıkarıyoruz. Daha sonra bu envantere uygun olarak proje çalışmaları yapıyor yani projelendiriyoruz. Projelerin ekonomik değeri olanlarını hayata uygulanabilir hale getiriyoruz ve sonra da uygulama aşamasına geçiyoruz. Yani OYKA modeli 3 aşamadan oluşuyor, 1 çerçeve-proje aşaması, 2 teknik-proje aşaması ve 3 uygulama aşaması.

OYKA’NIN KAPSAMI NELERDİR, KAYSERİ’YE Mİ YOKSA BÜTÜN TÜRKİYE’YE Mİ HİZMET VERİYOR?

OYKA modeli 20 yıllık bir çalışmanın ardından ortaya çıktı. Yani 20 yıllık bütün iller, ilçeler ve köylere varıncaya kadar alan çalışması sonucunda, Türkiye’nin hızlı ve sürdürülebilir olarak kalkınmasında ihtiyacı olan, proje tabanlı bir model olarak ortaya çıktı ve OYKA’nın kapsamı sadece bir il yada ilçe değildir. Tüm Türkiye şartlarına uygun olarak geliştirilmiş bir model ve çalışma alanı tüm Türkiye’dir. Ayrıca Avrupa Birliği 7. Çerçeve Proje kapsamında başvuruda bulunduk. Başvurumuzda 20’nin üzerinde ülkeden talep geldi. Bunlardan bazıları gelişmiş Avrupa ülkeleri. Bir kısmı da Doğu Avrupa ülkeleri. Ancak ufak aksiliklerden dolayı gerçekleşemedi. Ama tabi ki yurt dışında da, benzer hatta gelişmiş ülkelerde uygulanabilir. Çünkü pragmatik bir model. Bulunulan yerel yönetimlerin bütün şartlarına göre bir planlama yapıldığı için pragmatik, her ülkeye de uygulanabilir bir model.

TÜRKİYE’DE OYKA BENZERİ BİR MODEL VAR MI?

Türkiye’de kesinlikle OYKA benzeri hiçbir oluşum, ne sivil toplum kuruluşu, ne de kamusal bir oluşum yok. Bu kapsamda bir araya gelmiş bir oluşum yok. İlk defa bizim oluşturduğumuz OYKA yerel kalkınmaya yönelik en büyük proje grubu. Bu üzücü bir durum aslında. Yani keşke ülkemizde onlarca, yüzlerce böyle gruplar olabilse. Bizim amacımız bu zaten. Bu konuda öğrenci kulüpleri kuruyoruz. Kulüp kurma amacımız da bu. Biz, öğrencilerimizi yetiştirip, her bir öğrencimizi gittikleri il ya da ilçelerde OYKA’nın yaptığı faaliyetlerin aynını gruplar oluşturarak gerçekleştirmelerini istiyoruz.

OYKA’NIN NE GİBİ GİRİŞİMLERİ, PROJELERİ OLDU?

Develi Turizm Odaklı Yerel Kalkınma (DETOK) projesini yaptık, birinci aşamasını bitirdik, ikinci aşamasına geçiyoruz fakat şu anda 30’u aşkın il ve ilçeden, beldeden bu çalışmaları yapmamız için teklif var. Şu anda onları değerlendiriyoruz. Seçim aşamasından sonra bir ya da iki yerde daha başlamayı düşünüyoruz. İllerle sözleşme yapmadan adlarını vermeyelim ama 3 tanesi il, bunlardan bir tanesi büyükşehir, diğerleri de ilçe olmak üzere toplam 33 tane farklı teklif var şu an. Bazılarına gittik, bazılarına daha gidemedik. Bu çalışmaları da üniversitemiz bünyesindeki Teknopark’a bağlı ETTO şirketi üzerinden yapıyoruz. Ve üniversitemiz bu çalışmalarda koordinatör rolü üstleniyor. Biz burada bütün çalışmalarımızı yasal bir şekilde rektörlük izni ve teşvikiyle yapıyoruz.

OYKA OLARAK HEDEFLERİNİZ, KAYSERİ İÇİN ÖNGÖRÜLERİNİZ İLE PLANLARINIZ NELERDİR?

OYKA olarak birinci hedefimiz, tüm ülkede, tüm beldelerde OYKA modelinin uygulanabilmesi. İkinci hedefimiz ise hemen hemen her ilde OYKA’ya bağlı ya da OYKA benzeri grupların oluşturulması. Üçüncü olarak da Türkiye’nin Türk ve akraba toplulukları başta olmak üzere yakın ilişkiler içerisinde bulunulan ülkelerde de bu modelin uygulanmasıdır. Ayrıca üniversitelerimizdeki ilgili ve donanımlı öğrencilere proje ve yerel kalkınma planlama eğitimi vererek yetiştirmek bizim OYKA olarak bir diğer önemli amacımızdır. Kayseri ile ilgili olarak, Kayseri’nin aslında olağanüstü bir potansiyeli var. Kayseri’nin yerel kalkınma planlarında kullanılabilecek hem soyut, hem de soyut olmayan çok sayıda değeri var. Bu değerler Kayseri için çok büyük imkanlar sunmakta, yalnız bir model çerçevesinde, proje tabanlı, sürdürülebilir nitelikli planlama çalışması yapılmasına ihtiyaç var. Kayseri’nin önceki valilerinden Mevlüt Bilici ile yaklaşık 3 yılı aşkın bir süre beraber çalıştık. İlçelerle ilgili çalışmalar yaptık. Fakat kalkınma ajansı kuruldu, bu model de tam uygulamaya başlayacakken Mevlüt Bey’in gitmesi ile olmadı, gerçekleşmedi.

SON OLARAK OYKA VE YEREL YÖNETİMLERİN GELECEĞİNE DAİR DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR, YEREL YÖNETİMLERDE NE GİBİ DEĞİŞİMLER OLMALIDIR, NASIL BİR BEKLENTİNİZ VARDIR?

Türkiye’de aslında yerel yönetimlerin çalışmasında önemli aksaklıkların olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetimlerin karar alma mekanizmaları ile işleyiş hızlarına yönelik, artı bir de finansman kaynaklarını sağlama ve yönetme konusunda yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili de bir çalışmam var. Öngörü olarak da yerel yönetimler şu mevcut haliyle çok aktif çalışmıyor. Elleri kolları bağlı. Yerel yönetimlerin, yetki ile finansmanların yönetimi açısından hukuki olarak yeniden yapılandırılmasının gerekli olduğuna inanıyorum. Artı, kalkınma ajansı ile yerel yönetim ilişkilerinin biraz daha kuvvetlendirilmesi ve yerel yönetimlere kalkınma ajansından fon aktarılmasında da öncelik tanınması gerektiğini düşünüyorum. Kitaplarımda da hep belirttiğim gibi yerel kalkınma olmadan milli kalkınma olmaz. Bu konuda dünya ölçeğinde yıllardır milli kalkınma çalışmaları ile kalkınma çalışmaları yapıldı ama bu iflas etti. Yani ağırlığın yerel kalkınmaya verilmesi gerektiği anlaşıldı. Yerel kalkınma olmadan milli kalkınma olmaz. Bunun için de, yerel yönetimler ile ilgili kanun çok eskidi, hem güncel olarak hem de yeniden organizasyonel yapılanmaya ihtiyaç var. Bununla ilgili çok sayıda akademisyen spesifik çalışmalar yapıyor. Aslında neler yapılması gerektiği o kadar açık ve belirgin önümüzde var. Ben bunları bir kitap haline getirdim. Bunu da kısa bir süre sonra kitap halinde yayınlayacağım. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ