İlhan: 'Özel yayıncılık halkın yanında değil'
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Vahit İlhan, özel yayıncılığın halkın değil, ilişkide bulunduğu çevrelerin çıkarları için yapıldığını söyledi.
Türkiye’de özel yayıncılığın başlamasının 26’ıncı yıl dönümü* ile ilgili olarak konuşan Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Doç. Dr. Vahit İlhan, ifade edildiği üzere özel yayıncılığın halkın yanında olamayacağını, ancak ilişkide bulunduğu çevrelerin çıkarları için yapıldığını söyledi.
“BEKLENTİ BÜYÜK, ELBİSE KÜÇÜK”
Özel ya da ticari yayıncılığa, sözde çok sesliliği sağlayacak ve demokrasiye hizmet edecek bir rol biçildiğini söyleyen Doç. Dr. İlhan, liberal sistemlerde bu beklentinin karşılanamayacağına dikkat çekti. Doç, Dr. İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü ilk başta bunlar ticari bir kurumdur, medya endüstrisidir; çeşitli girişimleri, ticari faaliyetleri vardır. Bu durum büyük oranda yayıncılığını etkiler. Yani sizinle ortaklık kuran bir şirketin vergi kaçakçılığını haber yapamazsanız, o şirketin ürünleri insanlara zarar verse de bunu dile getiremezsiniz, ekonomik açıdan kuralları belirleyen ve uygulayan siyasal iktidarlarla iyi geçinmek zorunda kalırsınız. Böyle bir ortamda halk için yayıncılık yapmak mümkün değildir; ne için yapıyoruz peki “iktidar ve para” için. Özel yayıncılık halkın çıkarları için değil; sahibi ve ilişkide bulunduğu çevrelerin çıkarları için çalışır.”
“TÜRK ÖZEL YAYINCILIĞI GELİŞMİŞ ÜLKELERİN BASİT KOPYALARI”
Doç. Dr. Vahit İlhan, günümüz Türkiye’sinde özel yayıncılığın, geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında teknik bakımdan ivme kazandığının, ancak özgün bir yayın politikasının olmadığının da altını çizdi. Türk özel yayıncılığının özellikle program formatı geliştirme noktasında sıkıntıları olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İlhan, “Hala yabancı içerikli programların takibi fazla veya yabancı ülkelerden geliştirilen formatların Türkiye versiyonlarıyla yayıncılığımız devam ediyor. Kendi gücümüz, fikrimiz ve kültürümüze yönelik formatlar geliştiremiyoruz. Bu boşluğu dolduran içerikler de genelde şikayet ettiğimiz içerikler oluyor. Yani donanım/teknik olarak gelişmiş ülkelerdeki alt yapıya sahibiz ama içerik olarak hala tabiyiz. Tabi ki bunun için söyleyecek sözünüzün olması gerekiyor. Biz gelişmiş ülkelerin kültürel açıdan basit kopyalarıyız.” şeklinde konuştu.
ÇARE: YÖNETİMİ ÖZERK KAMU HİZMETİ YAYINCILIĞI
Doç. Dr. Vahit İlhan, özel yayıncılığın garantörünün yönetimi özek olan kamu hizmeti yayıncılığı olduğunu kaydetti ve “Yani para kazanma ya da kaybetme derdi olmayacak, iktidarlardan da bağımsız olacak; böylece hem pazarın yapısal tehditlerinden uzak hem de yönetimlerin baskısından uzak halk merkezli, çok sesli yayıncılık yapma şansı bulacaktır.” ifadelerini kullandı.
*Türkiye'de özel yayıncılık ilk olarak 1 Mart 1996 yılında Magic Box Tv kanalı Eutelsat F 5 uydusundan test sinyali ile yapıldı.