Ev alacaklar dikkat! Ceza yemeyin!

Konut maliyetlerinde artış olmasına rağmen TÜİK verilerine göre konut satışları ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,4 artış gösteriyor. Kayseri Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası üyesi Mali Müşavir Hacı Bedir, konut alımlarından dolayı oluşabilecek sorunlarla ilgili vatandaşlara uyarılarda bulundu. 
 
“Bildirimlerinizi zamanında yapın”
Emlak vergisi bildirimlerinin ilgili belediyelere yapılması gerektiğini kaydeden Bedir, “İnsanın hayatta aldığı kararların en önemlilerinden biri de hiç kuşkusuz konut sahibi olma kararı. Ancak ev alırken dikkat etmeniz gereken hususları göz ardı ederseniz başınız ağrıyabilir. Şöyle ki 1319 sayılı emlak vergisi kanunu dört kısımdan oluşur. Bunlardan 1. Kısım Bina Vergisi’dir.  Ben bugün bina vergisini ele almak istiyorum. Türkiye sınırları içinde bulunan binalar Bina Vergisine tabidir. Buradaki bina tabirini kanun ilgili maddesinde açıklamıştır. Kanun koyucu bina için, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatın hepsi demiştir.  Ancak yüzer havuzlar, sair yüzer yapılar, çadırlar ve nakil vasıtalarına takılıp çekilebilen seyyar evler ve benzerleri bina sayılmaz diyerek bina tabirini açık bir şekilde tanımlamıştır. Bina vergisini kimin ödeyeceğini de kanun 3. maddesi açıklamıştır. Bina vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler öder. Bir binaya paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. El birliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilden sorumlu olurlar. Kısaca özetlemek gerekirse tapudan adınıza herhangi bir şekilde geçmiş olan gayrimenkul ve taşınmazlar için emlak vergisi ödemeniz gerekir. Emlak vergisi yıl içerisinde iki taksit halinde ödenir. Birinci taksit ödemesi mayıs ayının sonuna kadar, ikinci taksit ödemesi ise kasım ayının sonuna kadar yapılır. Emlak vergisinde bildirim esası kabul edilmiştir. Yani bina vergisine tabi taşınmazın kişiye iktisap ettiği anda ilgili mercilere bildirimde bulunması gerekmektedir.  Bildirimler bütçe yılı içinde 3 aylık sürede yapılmalıdır. Ancak bütçe yılının son üç ayı içinde gerçekleşen bir değişikliği, değişikliğin vuku bulduğu tarihte yapılması gerekir. Bina vergisinde tarh ve tahakkuka yetkili kurum, ilgili taşınmazın bulunduğu yerdeki belediyedir. Örneğin, Kayserimizin Talas ilçesinde alınan bir daire düşünelim, bu daire için emlak vergisi bildirimi Talas Belediyesi’ne Mali Hizmetler Müdürlüğü Emlak servisine yapılacak. Bildirimde bulunacak kişinin Tapu senedi ve kimlik belgesi ile gidip emlak vergisi bildirimi yapması gereklidir. Yine bu daire için emlak vergisi ödemeleri Talas Belediyesi’ne yapılacaktır. Örneğin hem Melikgazi Belediyesi sınırları içinde hem de Kocasinan Belediyesi sınırları içerinde ayrı ayrı iki adet dairemiz olduğunu düşünelim. Burada da emlak vergisi bildirimi ve ödemesi taşınmazın bulunduğu yerdeki ilgili belediyelere yapılacaktır. Melikgazi ilçesinde bulunan taşınmaz için Melikgazi Belediyesi Kocasinan ilçesinde bulunan taşınmaz için Kocasinan Belediyesi tarh ve tahakkuka yetkili kurumdur. Taşınmaz bildiriminde bulunmayanlara ilgili belediyeler özel usulsüzlük cezaları ve vergi zıyai cezaları uygulamaktadır. Bu tür cezalarla karşılaşmamak için bildirim süreleri içinde ilgili belediyelere bildirimde bulunulması gerekir.” ifadelerinde bulundu.

“Danıştay kararlarına karşı uyanık olun”
Bildirim yapılmadığı taktirde belirli cezalara maruz kalınabileceğini aktaran Mali Müşavir Hacı Bedir, “Bir şeyi daha belirtmek isterim bu bildirim yükümlüğünü yerine getirmeyen vatandaşlarımıza belediyelerimizin uygulamış olduğu özel usulsüzlük cezaları ile ilgili. Danıştay kararlarında emlak vergisi bakımından vergi ziyaı cezasının söz konusu olamayacağı kabul edilmektedir. Danıştay kararlarında Emlak Vergisi Kanunu’nda 09.04.2002 tarihinden itibaren beyanname verme zorunluluğu kaldırılarak emlak vergisi bildirimi verilmesi gereken hallerde mükellefin bildirim vermemesi durumunda verginin idarece tarh edileceği kuralı benimsendiğinden ve vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, idarece 2002 yılı ve sonraki yıllar için vergi ziyaı cezası kesilmesi mümkün değildir’’ denilmektedir.  Belediyelerimiz de burada Danıştay kararlarına uyarlarsa vatandaşlarımızda bir hak kaybına uğramamış olurlar.” dedi. >>Selma Kan