Erdoğan: 'Sorunlara Kaynağında Müdahale Edeceğiz'
Ankara Devlet Protokolü ile bir araya geldiği iftar yemeğinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Siyasi, sosyal, ekonomik fay hatlarımıza yönelik saldırıların bundan sonra da devam edeceği açıktır. Zira kıskanılan bir ülke ve milletiz. Bu sebeple ülkemizin güvenlik konseptinde köklü bir değişikliğe gitmemiz şart olmuştur. Saldırıları kendi sınırlarımız ve mahremiyet alanlarımız içinde karşılamanın ağır maliyetini yeteri kadar ödedik. Bundan sonra sorunlara doğrudan kaynağında müdahale edecek, çözümleri orada arayacağız' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Devlet Protokolü ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde iftar sofrasında bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan’ın da eşlik ettiği iftar yemeğine; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar, yüksek yargı ve yürütme organlarının temsilcileri de katıldı.
İftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmasına, misafirlerinin Ramazan ayını, yaklaşmakta olan Kadir gecesini ve Ramazan Bayramını kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin en üst düzey yöneticileri ile iftar sofrası etrafında bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rabbimden birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmesini diliyorum” dedi.
“ZİRVESİNİ, 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN OLUŞTURDUĞU TÜM SALDIRILARI BOŞA ÇIKARDIK”
Milletlerin tarihlerinde çok önemli karar dönemlerinin ve yol ayrımlarının olduğuna işaret ederek, dünyanın ve bölgenin içinden geçtiği fırtınalı dönemde böyle tercihle karşı karşıya olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çevremize baktığımızda son 10 yıldır kimi zaman ekonomik, kimi zaman siyasi, kimi zaman toplumsal zeminde, kimi zaman da hepsinde birden yürütülen bir dizi yeniden yapılandırma faaliyetlerine şahit oluyoruz. Maalesef bu faaliyetlerin hiçbirinde veya hiçbiri uygulandığı ülkelere huzur, güven, refah getirmemiştir. Tam tersine bu girişimler çok yıkıcı ve can acıtıcı çatışmaların fitilini ateşlemiştir” diye konuştu.
Bugün bölgede yaşanan çatışmaların ve ortaya çıkan büyük yıkımın da gerisinde aynı oyunun olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benzer bir niyetin ülkemiz için de geçerli olduğu açıkça görülmektedir. Özellikle son 4 yıldır neredeyse kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırıların tesadüf olmadığını daha sonra yaşanan gelişmeler ortaya çıkarmıştır. Zirvesini 15 Temmuz darbe girişiminin oluşturduğu tüm bu saldırıları milletimizin desteğiyle ve buradaki heyetin gayretleriyle boşa çıkarmayı başardık. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası uğruna bugüne kadar yaptığınız tüm hizmetler için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
“ÜLKEMİZİN GÜVENLİK KONSEPTİNDE KÖKLÜ BİR DEĞİŞİKLİĞE GİTMEMİZ ŞART OLDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Siyasi, sosyal, ekonomik fay hatlarımıza yönelik saldırıların bundan sonra da devam edeceği açıktır. Zira kıskanılan bir ülkeyiz, kıskanılan bir milletiz. Bu sebeple ülkemizin güvenlik konseptinde köklü bir değişikliğe gitmemiz şart olmuştur. Saldırıları kendi sınırlarımız ve mahremiyet alanlarımız içinde karşılamanın ağır maliyetini yeteri kadar ödedik. Bundan sonra sorunlara doğrudan kaynağında müdahale edecek, çözümleri orada arayacağız. Fırat Kalkanı Harekâtı bu anlayışın ne kadar isabetli ve netice verici olduğunu bize göstermiştir. Bu vesileyle Silahlı Kuvvetlerimize şahsım, milletim adına ayrıca teşekkür ediyorum. Türkiye’yi terör örgütleriyle kuşatmaya çalışanların oyunlarının ilk perdesini inşallah bozduk. Bu şimdi bir şeyi gösteriyor; bu millet demek ki isterse yapar. Öyleyse gecikme olmadan birçok şeyi yapmamız gerekiyor. Gecikirsek bunlar aleyhe tecelli eder, onun için gecikemeyiz. Adımları anında atmamız lazım. Şimdi bu oyunu tüm sınırlarımız boyunca işlemez hâle getirmenin hazırlıklarını yapıyoruz.”
“YÜZDE 5’LİK BÜYÜME ORANI BÜTÜN OYUNLARI BOZDU”
Ekonomide Türkiye’ye uygulanan gizli kuşatmanın kırılışının işaretlerinin de alınmaya başladığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılının ilk çeyreğine ilişkin yüzde 5’lik büyüme oranının bunun son örneği olduğunu ve bu büyümenin bütün oyunları bozduğunu söyledi.
İstihdam rakamlarının açıklanmasıyla işsizliğin yüzde 1 oranında azıldığını hatırlatan ve önümüzdeki aylarda mevsimsel faktörlerin etkisinin azalmasıyla bu oranın daha da düşeceğini ve istihdam oranlarının artacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye büyümeye devam edecek ve onlar Türkiye’nin kapıları kapandı zannettiği zamanda bize çok kapılar açıldı; yine bu böyle devam edecek. Çalışıyoruz, koşuyoruz, daha çok çalışacağız. Farklı birçok şeyler üreteceğiz. Yeter ki toplum kesimlerini etnik, mezhebi ve ideolojik farklılıkları kullanarak çatıştırmaya yönelik girişimlerde bu başarısızlığın devamını sağlayalım, bunu başarmamız lazım. Ve zaten büyük ölçüde de başarısız oldular” şeklinde konuştu.
Bölücü terör örgütünün çukur eylemlerinde, FETÖ meselesinde, DEAŞ konusunda milletin gösterdiği ferasetin takdire şayan olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bu gelişmeler bize bundan sonra geleceğimizi güvence altına almaya yönelik politikalarımızı çok daha rahat, çok daha güçlü şekilde hayata geçirme imkânına sahip olduğumuzu gösteriyor” sözlerine yer verdi.
“DEAŞ’A KARŞI MÜCADELE VEREN BİZİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayan ve gönülleri mühürlü olanlar var. Bugün Parlamentoda bakıyorum ki bir parlamenter konuşma yapıyor. Diyor ki, ‘Bu iktidar DEAŞ’ı terör örgütü olarak ilan edememiştir.’ El insaf, şu anda DEAŞ’a gerek Suriye’de, gerek topraklarımızda bu kadar can kaybı vermesinin dünyada örneği var mı? Bunu tek başaran ülke Türkiye olmuştur, bu iktidar olmuştur. Ve her zaman her yerde gerek şahsım, gerek Başbakanımız, bütün bakanlarımız DEAŞ’ın nasıl bir terör örgütü olduğunu hep biz açıkladık, anlattık, hâlâ da anlatmaya devam ediyoruz. İşte buyurun bu akşam yine söylüyorum. Ama kulağı var duymuyor, ne yapacaksın? Bu gerçekleri göreceğiz, DEAŞ’a karşı bu mücadeleyi veren biziz. Ama onlarla kapı arkalarında koalisyon kuranları da biliyoruz. Bizim tek arzumuz var; yeter ki milletimizin desteğini kaybetmeyelim. Yeter ki yasama, yürütme ve yargı erkleri olarak uyumumuzu, dayanışmamızı ve hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı koruyabilelim. Yeter ki eski hastalıkların bünyemize yeniden sirayet etmesine izin vermeyelim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirlerine hitaben, “Bu konuda burada bulunan siz değerli arkadaşlarıma çok önemli görevler düşüyor. Her birbirimizin kendi alanımızda mümkün olan en üstün performansı ortaya koymamız gerekiyor” dedi.
“YASALARI AYAKLAR ALTINA ALMAK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ”
Türk milletinin yakın tarihte ‘yıkıldı’ denilen, ‘bir daha ayağa kalkamaz’ sanılan dönemlerde nasıl bir şahlanış ortaya koyduğunun çok iyi bilindiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz 15 Temmuz’da en somut örneğini gördüğümüz şekilde bugün yine böyle bir şahlanış içindedir. Bu gücü, bu dinamizmi, bu imkânı değerlendirecek ve neticeye ulaştıracak olan ise, işte burada bulunan bizleriz. Bunu hep birlikte başaracağız. Ve bir taraftan hukuka saygı denilip ondan sonra hukuku çiğneme yoluna gitmek kimseye bir şey kazandırmaz. Bir taraftan yasalara uymalıyız deyip öbür taraftan yasaları birçok taraftan dolaşmak suretiyle ayaklar altına almak kimseye bir şey kazandırmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Hukukta yasalarla ilgili birçok alanda adım atmak isteyenlere, Anayasanın 138. maddesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için herkes konumunu iyi bilsin ve o konumunda oradan bir güç alarak bir yerlere baskı yapma yoluna da gitmesin. Çünkü o onlara hiçbir şey kazandırmaz, tam aksine kaybettirir. Ve bir başka şey daha söylüyorum; sorumluluğumuz sadece kendimize, sadece başında bulunduğumuz kuruma değildir. Bunlarla birlikte asıl gelecek nesillere karşı büyük bir sorumluluğumuz vardır” görüşlerine yer verdi.
“ABD'DE KORUMALARIMA YÖNELİK TUTUKLAMA KARARI NASIL BİR HUKUKTUR?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bakınız, Amerika’dayım, son ziyaretim ve PKK terör örgütü, FETÖ’cüler hep birlikte birleştiler, 40-50 metre mesafede şahsıma karşı orada gösteri yapıyorlar. Amerikan polisi hiçbir şey yapmıyor, dokunmuyor. Acaba benzer bir şey Türkiye’de yapılmış olsa tavır ne olur, düşünebiliyor musunuz? Ve hiçbir şey yapmadıkları gibi, onlara karşı müdahalede bulunan oradaki bizim soydaşlarımız, vatandaşlarımızdan 2 tanesini içeri almışlar dün. Böyle şey olabilir mi? Ha bir diğer taraftan da benim korumalarımdan 12 tanesi için tutuklama kararı çıkarmışlar. Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur? Bu korumalar beni korumayacaksa, niçin bunları ben yanımda Amerika’ya götürüyorum? Amerika’nın Hans’ıyla, George’uyla mı kendimi koruyacağım? Ve Amerika’nın liderleri ülkeme geldiği zaman bırakın Türk şoförünü, Türk polisini bile arabaya oturtmazlar. Ama biz oralara gittiğimizde, ‘Hayır illa biz kendi koruma polisimizi buraya oturtacağız.’ diyor. ‘Benim polisim var, istemiyorum.’ ‘Yok, biz kimseye emanet edemeyiz’ diyor, bir de böyle caka satıyorlar. Tabii bunun çeşitli siyasi, hukuki mücadelesini vereceğiz, ayrı mesele. Ama bu tür gerçekleri özellikle anlatmak istiyorum. Dünyada kanun denince, hukuk denince neyi, nasıl anladıklarını çok iyi bilmemiz lazım. Ve isimlerimizi tarihe altın harflerle yazdırmak da, suya yazılan yazı misali kaybolup gitmek de bizim elimizdedir. Gelin ülkemizin bu yeni Kurtuluş Savaşını hep birlikte verelim. Her birimiz kendi cephemizde milletimize zaferlerin en büyüğünü, en büyüklerini armağan edelim.”
“80 MİLYON, TEK MİLLET ŞUURUYLA HAREKET ETMELİYİZ”
Konuşmasının devamında ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ ilkesini hatırlatan ve bu ilkeler etrafında bütünleşileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zira bu ülkede 80 milyon tek millet şuuruyla hareket etmek durumundayız ve birbirimizi bu vatan için sevmeye mecburuz, birbirimizi Allah için sevmeye mecburuz” dedi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ