Boşanmalar pik yaptı

Son 20 yılda Türkiye'de yaklaşık 350 bin kişi evliliğini noktaladı. Boşanma süreci, nedenleri ve boşanma sonrası yaşanan sorunları Anadolu Haber'e değerlendiren Psikolog Arzu Ersoy, boşanma sonrası kadınların adaptasyon sürecinde, erkeklere oranla daha da zorlandığını söyledi.

Boşanmalar pik yaptı

Tuik rakamlarına göre, 2021 yılında 174 bin 85 çift boşandı.  Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2021 yılında binde 2,07 olarak gerçekleşti.2020 yılında boşanma sayısı 136 bin 570 iken 2001 yılında ise yalnızca 91 bin 199 çift boşanmayı tercih etmişti.

Boşanmaların en büyük nedeni ekonomik sorunlar

Psikolog Arzu Ersoy, son 20 yıllık boşanma verilerini Anadolu Haber’e değerlendirdi. Arzu Ersoy, 20 yıllık sürede boşanma rakamlarının artmasını kişilerin yaşam tarzının değişmesi olarak gördüğünü söyledi. Ersoy, boşanmak isteyen taraf kadın olduğunda yaşadığı sıkıntılara değinerek; “Kadına, eş ve çevre baskısı, şiddet, tehdit ve toplum tarafından evliliğini kurtarmak için yeterince fedakârlık yapmadığı yönünde dayatılan algılar gibi olumsuz durumlara maruz kalabilmektedir” dedi. Boşanmaların en büyük nedeni ise ekonomik sorunlar.

Yaklaşık 350 bin kişinin yaşam tarzı değişti

Son açıklanan 2001-2021 Tuik raporlarına değinen Arzu Ersoy, “Her yıl artan boşanma sayısı geçtiğimiz yılda ciddi bir artışla 174 bin 85 kişi olduğunu görüyoruz. Bu rakama bizlere yaklaşık 350 bin kişinin aslında yaşam tarzının değiştiğini gösteriyor. Boşanma nedenlerine baktığımda ise ekonomik sorunlar başta olmak üzere bireysel sorunlar boşanmanın en sık karşılaşılan nedenleri arasındadır” diye konuştu.

Boşanmayı  psikolojik yönden değerlendiren Ersoy, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Boşanma, ailenin parçalanması, kadın ve erkeğin sosyal çevresini hatta ailelerini de etkileyecek biçimde psikolojik sonuçları olan karmaşık bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanma hem kadın hem erkeğin yeni yaşama adapte olması için birçok zorluğu beraberinde getirirken yapılan çalışmalar en çok kadınların zorlandığını gözler önüne seriyor. Kadınlar için bu durum gerek toplumsal gerekse kişisel sorunlar nedeniyle zorlu bir süreç olarak yaşanabiliyor. Özellikle boşanmak isteyen taraf kadınsa eş ve çevre baskısı, şiddet, tehdit ve toplum tarafından evliliğini kurtarmak için yeterince fedakarlık yapmadığı yönünde dayatılan algılar gibi olumsuz durumlara maruz kalabilmektedir. Bununla birlikte ekonomik sorunlar, toplum tarafından oluşan boşanmış kadın algısı, alışılmış olan düzenin değişmesi ile yaşanan kaygı ve huzursuzluk, çocuğu olan kadınlarda çocuğunu düşünmek ve yeni hayatını kurarken ümitsizlik gibi birçok faktörle mücadele etmek zorunda kalabiliyor.”

Boşanma sonrası ekonomik bunalım bireyleri psikolojik sorunlara itiyor

Boşanma sonrası yaşanan ekonomik problemlerin insanları psikolojik sorunlara ittiğini vurgulayan Ersoy, “Boşanma nedeni olan durumlar kadın ve erkeğin yeni hayatını kurarken de sorun olarak bireylerin karşısına çıkmaktadır. Bu durum bireylerin hayatında stres, kaygı bozukluğu, depresyon gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Çocukları ile ilgili kaygılar, uyum sürecinde zorlanma gibi durumların ortaya çıkmasına da neden olabiliyor. Boşanma sonrası özellikle ekonomik bunalım bireylerin hayatında psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Boşanma ile birlikte sosyal çevrenin yeniden düzenlenmesi gerekebilir” dedi.  

Boşanma sonrası duyguların doğru tanımlanmasının da önemli olduğunu savunan Ersoy, “Boşanma sonrasında yaşanılan duygular insani duygulardır ve zamanında yaşanmalıdır. Duyguların yok sayılması, geçiştirilmesi gibi durumlar olumsuz duygunun artmasına neden olabilir. Süreçte bir uzmandan destek alınabilir. Bununla birlikte aileden, sosyal çevreden alınan destekte bu süreçte oldukça önemlidir. Özellikle çocuklu çiftler için boşanma süreci ve sonrasında yeni yaşam sürecinin kurulması çocukların ruh sağlığı içinde büyük önem taşımaktadır” ifadelerinde bulundu.

>>Dilek Bayram