Bayram Hutbesi: Allah'ın Kullarına İhsan ve İkramı... (6 Haziran Cuma)
Diyanet İşleri Başkanlığı Kurban Bayramı Hutbesini yayımladı. Yayımlan hutbede bayramın önemine ve gereklerine vurgu yapıldı. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de...
Kurban Bayramı hutbesinde, Zilhicce ayının onuncu gününe erişmenin büyük bir nimet olduğu vurgulandı. Bu özel günün, Allah’ın kullarına ihsan ve ikramı olduğu belirtildi. Müslümanların bayrama kavuşmalarının bir şükür vesilesi olduğu, bu nedenle Yüce Allah’a hamd edilmesi gerektiği ifade edildi.
Bayram sabahı ne yapılmalı?
Hutbede, Kurban Bayramı’nın ibadet boyutuna değinildi. Bayram sabahı yapılması gereken ilk işin namaz olduğu, ardından da kurban kesmenin Peygamber Efendimizin sünneti olduğu hatırlatıldı. Müslümanların aynı safta bir araya gelerek Allah’a yönelmesinin birliğin ve kardeşliğin en güzel tezahürü olduğu ve ibadetlerin, ihlasla ve samimiyetle yerine getirilmesi gerektiği ifade edildi.
Merhametle muamele edilmeli…
Kurban ibadetinin yalnızca zahiri bir uygulama olmadığının altı çizildi. Hayvanların, Allah’ın kullarına emaneti olduğu; bu yüzden her aşamada merhametle muamele edilmesi gerektiği belirtildi. Kesim işlemlerinin uygun ortamlarda, ehil kişiler tarafından yapılmasının önemi vurgulandı. Aynı zamanda çevrenin temiz tutulması, rahatsız edici görüntülerin ve kokuların oluşmaması için özen gösterilmesi gerektiği hatırlatıldı.
Paylaşılmalı, yardımlaşılmalı…
Kurbanın sosyal boyutu da hutbede geniş yer buldu. Kurban kesmenin, paylaşmak ve yardımlaşmak anlamına geldiği ifade edildi. Yoksulların sofralarına katkı sunmak, yetimlerin duasına ortak olmak gibi değerlerin kurban ibadetinin özünde yer aldığı belirtildi. Kur’an-ı Kerim’den ‘Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşan yalnızca sizin takvanızdır…’ ayeti okunarak, asıl önemli olanın takva ve niyet olduğu vurgulandı. Kurban etlerinin yalnızca aile içinde değil, komşularla, akrabalarla ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşılması gerektiğine değinildi.
Hutbede, bayramların toplumsal yönüne de geniş yer ayrıldı. Bayramların sevinç, coşku ve muhabbet zamanı olduğu belirtildi. Bu sevinci önce evlerimizde, sonra sokaklara ve topluma yaymanın önemine dikkat çekildi. Çocuklara güzel hatıralar bırakmanın, gençlerle kaliteli zaman geçirmenin ve onları bayramın sevincine ortak etmenin önemi vurgulandı.
Ziyaretlerin önemine değinildi!
Hutbede bayram ziyaretlerinin önemi hatırlatıldı: Sıla-i rahim yapmanın, anne babaların gönlünü almanın, büyükleri ve hastaları ziyaret etmenin bayrama yakışan davranışlar olduğunun altı çizildi. Mezarlık ziyaretleriyle geçmişlerin dualarla anılmasının, affetmenin ve küslerle barışmanın bu mübarek günlerin ruhuna uygun olduğu ifade edildi.
Hutbenin son bölümünde ise ümmetin ortak yarası olan Gazze ve diğer mazlum coğrafyalar gündeme getirildi. Müslümanların, kardeşlerini zalimlerin insafına bırakmaması, onların yanında yer alması gerektiği belirtildi. Peygamberimizin ‘Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez…’ hadisine yer verildi. Teşrik tekbirlerinin arefe sabahından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar devam ettiği hatırlatılırken Hutbe, En’âm Suresi’nin şu ayetiyle sona erdi:
‘Benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm ancak âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.’