Beş bin yıllık bu bedduayı hiç duydunuz mu? Bakın kime ait...

Günümüzde yapılan beddualar, 5 bin yıl öncesine dayanıp Sümerler zamanında da yapılıyormuş.. Sosyal medyada influencer ve vatandaşların paylaştığı bir yazı gerçekten Sümerlere mi ait? Sizler için araştırdık. Detayları Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde...

Beş bin yıllık bu bedduayı hiç duydunuz mu? Bakın kime ait...

Sosyal medya platformlarında yer alan ve sosyal medya kullanıcılarının ilgisini çeken 5 bin yıl öncesine ait aşağıdaki bedduaların gerçekliği ve kime ait olduğu bilinmiyor.

“Kaldığın yerlerin en hoşu kapının eşiği olsun. Hep yol kıyıları olsun barınağın.”
Tutunamamak insanın başına gelebilecek en kötü şeymiş, hem de binlerce yıldır.

Dergipark'ın makalesine göre;
Geçen yüzyıl zarfında hümanizme yapılan mühim arkeolojik ilâvelerden birisi  medeniyet tarihinin en eski edebi gurubu olan Sümer edebi vesikalarının keşfi, tamamlanması ve tercümesidir. 3500 sene kadar evvel çivi yazısı ile yazılmış 4000'den fazla toprak tablet ve parça1 insanların ilk kaydetmiş oldukları muhtelif cins efsane, destan, ilâhi, figanname, ata sözleri ve küçük edebi yazıları ihtiva etmektedir. İbraniler Tevrat'ı, Yunanlılar İlyada ve Odysa'yı yazmadan çok zaman evvel ne İndo-Avrupai ne de Sami olan ve ihtimal ki anavatanları Orta Asya çölleri bulunan Sümerliler, ekserisi şiir tarzında zengin ve olgun bir edebiyat yaratmışlardır ki, bu edebiyat bütün eski medeni dünya tarafından kopya edilmiş, tercüme edilmiş ve taklit edilmiştir
Turkisforum haberine göre ise başka beddualara yer verildiği görülüyor.
Günümüzden binlerce yıl öncesine ait bir lanet, bir beddua. Aynı günümüzde yapılanlar gibi. Bu laneti içeren tablet, birçok koleksiyondaki parçanın birleştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu tablet parçaları İstanbul Arkeoloji Müzesi, Philadelphia Üniversite Müzesi ve Hilprecht koleksiyonunda bulunmaktadır.
Bu tablet ilk incelendiğinde Ur ve Nippur şehirlerinin yıkılışına ait bir ağıt olduğu zannedilmişti. Fakat başka parçaları da ortaya çıktığında bunun şairane yazılmış tarihsel bir belge olduğu ortaya çıktı. Bu belgede, Sumerli bir yazar ve bilgin bütün Sumer’e, özellikle de kudretli bir kent olan Agade’ye felaket getirmiş, akıllarda yer eden tarihsel bir olayın ardında yatan nedenlerle ilgili yorumunu sunar. İşte bedduamız bu tablette yer almaktadır.

Beş bin yıllık bu bedduayı hiç duydunuz mu? Bakın kime ait…


Dizeler şöyledir:
Ekur’a saldırmaya cüret eden, Enlil’e (karşı gelen) kent,
Ekur’a saldırmaya cüret eden, Enlil’e (karşı gelen) Agade,
Korulukların toz gibi yerle bir olsun.
Balçığın (tuğla) dipsiz derinliklerine dönsün,
Ağaçların ormanlarına dönsün,
Ağaçların Ninildu’nun lanetlediklerine dönsün,
Boğazlanan öküzlerinin yerine kadınlarını boğazlayasın,
Kesilen koyunlarının yerine, çocuklarını kesesin,
Yoksulların değerli (?) çocuklarını sularda boğmak zorunda kalsınlar,
Agade, sevinçli yürekle inşa edilen sarayın, keder verici bir harabeye dönüşsün.
Ayinlerinin ve dinsel törenlerinin yapıldığı yerlerde,
Harabelerde (gezinen) tilkinin kuyruğu sessizce kayıp.
Kanal kenarındaki gemilerin çekildiği yolu yabani otlar bürüsün,
Araba yolunda “ağlama otu”ndan başka bir şey büyümesin,
Gemilerin çekildiği yolda ve iskelelerinde,
Yabani keçileri, haşarat (?), yılan ve dağ akrepleri yüzünden hiçbir insan yürüyemesin,
Yürek yatıştıran bitkilerin büyüdüğü ovalarında,
Gözyaşı kamışından başkası büyümesin,
Tatlı akan suların yerine, acı sular aksın Agade,
“Bu kente yerleşeceğim” diyen oturacak iyi bir yer bulamayacak,
“Agade’de yatacağım” diyen uyumak için iyi bir yer bulamayacak.

Beş bin yıllık bu bedduayı hiç duydunuz mu? Bakın kime ait...

SÜMER TABLETLERİ ŞUAN NEREDE?

Eski Şark Eserleri Müzesinde (Mezopotamya Salonu) sergilenmektedir.

SÜMERLERİN DİNİ İNANCI NEDİR?

Sümer dini çok tanrılı bir dindi. Dünyada görülen, hissedilen her nesnenin bir tanrısı vardı. Tanrılar insan görüntüsünde, fakat ölümsüz ve insanüstü güçlere sahipti. İnsanlar gibi onların da çocukları ve eşlerinden oluşan aileleri bulunuyordu. Bu aileler kral gibi bir baş tanrı altında toplanmışlardı. Tanrılar da insanlar gibi sever, üzülür, kızar, kıskanır, kavga eder, kötülük yapar, hastalanır, hatta yaralanabilirdi. Yer, gök, su, hava tanrılar' yaratıcı, diğerleri idare edici tanrılardı.