Dünya, bir kez daha Gazze’den yükselen çığlıkları duymamakta ısrar ediyor. Tankların şehir merkezine girdiği, savaş uçaklarının geceyi gündüze çevirdiği bir tablo… Ve bu tablonun içinde; bir çocuğun son nefesi, bir annenin feryadı, bir babanın çaresizliği var. Rakamlar kuru birer istatistik gibi aktarılıyor: 35’i Gazze kentinde olmak üzere 38 can kaybı… Ama her bir rakamın ardında, bir ömürlük hikâye, yarım kalmış düşler, geride bırakılmış boşluklar var.
Sessizliğin suçu
İsrail’in saldırıları yeni değil. Her defasında ‘güvenlik’ bahanesiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Oysa her füze, her tank, her bombanın hedefinde bir halkın yaşam hakkı var. Uluslararası toplumun sessizliği ise en az saldırı kadar yaralayıcı. Çünkü sessizlik, mazlumu değil, zalimi güçlendiriyor. Bugün Gazze’de yıkılan sadece binalar değil; insanlığın onuru, vicdanın sesi ve adalet duygusudur.
Esirlerin çığlığı
Kendi hükümetine karşı ses yükselten İsrailli esir ailelerinin endişesi bile, aslında İsrail yönetiminin acımasız stratejisini gözler önüne seriyor. Esirlerin canı üzerinden siyaset yapılması, devletin kendi vatandaşlarını bile bir ‘pazarlık malzemesi’ olarak gördüğünü kanıtlıyor. Bu, sadece Filistinlilere değil, İsraillilere de zulüm eden bir zihniyetin ürünü.
Gazze’nin bedeli
Rakamlar artık sadece istatistik olmaktan çıktı; bir halkın varlık mücadelesinin kanıtı haline geldi. 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında yaklaşık 65 bin Filistinli hayatını kaybetti, 165 bine yakın kişi ise yaralandı. Bu kayıpların önemli bir bölümü kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Gazze’deki toplu mezarlar, yıkıntılar altından çıkarılan cansız bedenler ve hastanelere taşınan yaralıların çığlıkları, savaşın insani boyutunu gözler önüne seriyor.
Gazze’nin direnişi
Her bomba, her saldırı, her işgal planı, Filistin halkını sindirmek için tasarlanıyor. Ancak tarih gösteriyor ki; işgal ile kök salınmaz, zulüm ile güven sağlanmaz. Filistin halkı, yıkıntılar arasından bile hayata tutunmayı, umudu diri tutmayı sürdürüyor. Çünkü onların mücadelesi sadece toprak için değil; varoluş, kimlik ve onur mücadelesidir.
Vicdanların sınavı
Bugün Gazze’nin üzerine yağan bombalar, aslında hepimizin vicdanını sınavdan geçiriyor. Hangi milletten, hangi dinden, hangi inançtan olursa olsun; sivillerin, çocukların, masumların katledilmesine sessiz kalan herkes bu suçun ortağıdır. İnsanlık, Gazze’de sadece Filistinlileri değil; kendi geleceğini de kaybediyor.
Son söz: Gazze yanarken, susan her ses, düşen her bomba kadar yankı buluyor tarihte. Bugün Gazze için konuşmayanlar, yarın kendi sessizliklerinin gölgesinde hesap verecekler.