Yunanistan’dan bir otobüs dolusu genç geldi.
Ellerinde valiz, dillerinde replikler, yüreklerinde bin yıllık bir mesele: Türklüklerini unutmamak, unutturmamak.
Ama bu yazı bir turnenin hikâyesi değil.
Bu yazı, her kelimesi terle, sabırla ve sevgiyle yazılmış bir kadın emeğinin, bir kültürel direnişin, bir mucizenin hikâyesi.
Başrolde kim mi var? Senemahu Topuz.
Senemahu Topuz: Oyun yazmak değil, hayatı yeniden kurmak!
Almanya doğumlu Senemahu, çocuk yaşta sahneyle tanıştı.
İçine kapanıktı.
Ama tiyatro...
O sahne, ona nefes oldu.
Kendini ilk kez orada özgür hissetti.
Batı Trakya’da yeniden tiyatroya tutundu. Çünkü biliyordu, eğer bir çocuğa sahne verirsen, onun dilini, benliğini, cesaretini de geri verirsin.
“Sen hep mucizelerden bahsediyorsun...”
Bu cümleyi bir öğrencisi söyledi.
Ve o cümleyle 2019'da, Senemahu Topuz, Sevtap Hint ve Hüseyin Baltacı'nın yoğun emeğiyle doğdu Mucize Tiyatrosu...
Pandemide herkes evine çekilirken, onlar bırakmadı. Online gösteriler, skeçler, dijital provalar… Ve sonunda 1500 kişiye ulaşan performanslar.
Çocuklar, 48 sayfalık metinler ezberledi. Kimisi Türkçeyi sahnede öğrendi. Kimisi yazmaya başladı.
Ama hepsinin ortak noktası şuydu; Bir kadının, onlara “Sen yaparsın” demesi.
Sadece tiyatro değil, bir zihniyet devrimi!
Senemahu Topuz’un tiyatrosunda “başrol” yok. Herkes sahnede eşit. Çünkü onun derdi başarı değil, birlik. İzleyici o sahnede sadece bir oyun değil, bir inanç zincirinin halkalarını izliyor. Ve bu sadece çocukları değil, ailelerini de dönüştürüyor.
Senemahu sahnede yürürken, eşler de kenardan izlemekle yetinmiyor artık. Kadınlar inandıkça, erkekler de inanmaya başlıyor. “Bu sadece bir hobi değilmiş” diyorlar. Ve destek oluyorlar. Sırtlarında çanta, ellerinde dekor, bazen sahne arkası teknisyen…
Bu yolculuk bir kadının değil, kadınların inandığı bir sistemin yürüyüşü…
Devamı yarın…

