Şenay Sarıaslan

Kadınlar, filler ve saireler… Hayatın tam ortasında bir sahne

Şenay Sarıaslan

Bazı oyunlar vardır, izlerken sanki kendi evinin salonundaymışsın gibi hissedersin.
Bir sandalye, bir kadın, bir hikâye der… ama sen bir anda kendi hayatının tam ortasında bulursun kendini. ‘‘Kadınlar, Filler ve Saireler’‘ tam da böyle bir oyun.

Üç kadın çıkıyor sahneye.
Üçü de bambaşka hayatlar yaşamış, ama aslında birbirinin aynası.
Biri aşkı ararken kendini kaybetmiş,
Biri yıllarca güçlü olmanın ağırlığı altında ezilmiş,
Öteki ise ‘‘ne olursa olsun gülümsemeliyim’‘ diyerek içini susturmuş.
Onları izlerken birini kendinde, birini annen gibi, diğerini en yakın arkadaşın gibi görüyorsun.
Hiç tanımadığın üç kadın, bir anda sen oluyorsun.
Oyun, kadın olmanın ağırlığını değil, inceliğini anlatıyor.
Toplumun beklentileri, sessizlikler, fedakârlıklar… ama hepsi öyle sert değil, öyle ağlak değil.
Tam tersine, hayatın içinden, komik anlarla, küçük sarsıntılarla, samimiyetle anlatılıyor.
Bir bakıyorsun kahkaha atıyorsun, bir bakıyorsun boğazına bir şey düğümlenmiş.
İşte o dengeyi çok iyi kurmuşlar.

Ben en çok şu duyguyla çıktım salondan;
‘‘Bu oyun sadece kadınlar için değil.’‘
Evet, biz kadınlar kendimizi buluyoruz sahnede ama erkekler…
Erkeklerin mutlaka izlemesi gereken bir oyun bu!
Çünkü ilk kez bir kadın, onlara öfke duymadan, bağırmadan, suçlamadan, sadece ‘‘anlatıyor.’‘
‘‘Bak biz böyle hissediyoruz, böyle susuyoruz, böyle kırılıyoruz’‘ diyor.
Ve bunu öyle içten söylüyor ki, kimsenin savunma duvarı kalmıyor.
‘‘Kadınlar, Filler ve Saireler’‘in bana hissettirdiği şey şu;
Her birimiz sahnedeki o kadınlardan bir parça taşıyoruz.
Kimi zaman gülen, kimi zaman direnen, kimi zaman vazgeçen yanlarımızla...
Ama hep bir şekilde hayatta kalıyoruz.
Ve işte o yüzden bu oyun, sadece bir tiyatro değil; bir yüzleşme, bir aynaya bakış.
Eğer bir erkeksen, git bu oyunu izle.
Çünkü orada kadınların neden ‘‘çok konuştuğunu’‘ değil, neden yıllarca sustuğunu anlayacaksın.

Ve eğer bir kadınsan… Zaten çoktan oradasın.

Yazarın Diğer Yazıları