Şenay Sarıaslan

Kadınlar bu yazı size! Erkekler tabii ki okuyabilirsiniz…

Şenay Sarıaslan

Cumhuriyet…

Kuru bir tarih değil. Bir milat. Bir mucize.

Bir adamın —Mustafa Kemal Atatürk’ün— “olmaz” denilen bir dönemde, “olur!” diye ayağa kalkmasının sonucu.

Ama ben bugün, Cumhuriyet’in yalnızca tarih kitaplarındaki zaferini değil, kadınların kaderine çizdiği yeni rotayı konuşmak istiyorum.

Bir sabah kadınlar da doğdu

O sabah sadece bir Cumhuriyet doğmadı.

Biz kadınlar da yeniden doğduk.

Çünkü Atatürk, bu topraklarda “kadın” kelimesini ilk kez bir hak, bir varlık, bir birey anlamına getirdi.

Oy hakkı, eğitim hakkı, meslek sahibi olma hakkı… Bunların her biri, kadınların asırlardır kilitli tutulduğu kapının menteşelerini söktü.

Bir millet yeniden doğarken, kadınlar da ilk kez nefes aldı.

Cumhuriyet, kadınların sessiz devrimidir

Cumhuriyet bizim için sadece bir yönetim biçimi değil.

Bir kimliktir.

Cumhuriyet, biz kadınlara adımızı geri verdi.

Köyde öğretmen olan Ayşe’nin, şehirde doktor olan Fatma’nın, bilimde iz bırakan Sabiha Gökçen’in, Halide Edip’in, Afet İnan’ın yolunu açtı.

Hepsi Atatürk’ün, “Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir” sözüne birer imza gibiydi.

Bugün hâlâ aynı sorumluluğumuz var

Cumhuriyet 102 yaşında.

Ama onun bize verdiği haklar korunmak, yaşatılmak ve genişletilmek zorunda.

Çünkü Cumhuriyet sadece Atatürk’ün değil, kadınların da emaneti.

Benim Cumhuriyetim;

Benim için Cumhuriyet, sabahın köründe işe giden bir kadının alnındaki terdir.

Kızının elini tutup okula götüren bir annenin umududur.

Korkmadan konuşabilmek, fikrini söyleyebilmek ve tüm fikir ayrılıklarına rağmen kendi yolunu çizebilmektir.
Benim Cumhuriyetim;

Saçının rengi, eteğinin boyu, inancının şekli değil; aklının gücüyle ölçülen bir hayatın adıdır.

Cumhuriyet’in 102. yılında şunu bir kez daha hatırlayalım,

Atatürk olmasaydı, özgür olamazdık. Cumhuriyet olmasaydı, biz görünmezdik. Bu yüzden her 29 Ekim, bizim için bir doğum günü kabul edilmeli… Hem ülkenin, hem kadınların…

Yazarın Diğer Yazıları