Ev kiraları 20 bin lirayı geçmişken…
Çeyrek altın 10 bin lirayı aşmışken…
Ülkenin yarısından fazlası asgari ücretle yaşamaya çalışırken…
Bu rakam nasıl açıklandı?
Asgari ücret konuşulurken, rakamdan çok gerçekler konuşulmalıydı. Ama yine olmadı. Çünkü açıklanan ücret, hayatın matematiğiyle örtüşmüyor. Bugün bir evin kirası, asgari ücretin neredeyse tamamını götürüyor. Geriye kalanla insanların ne yapması bekleniyor, kimse açıklamıyor. Mutfak desen ayrı bir dünya. Ulaşım, fatura, çocuk, sağlık… Hepsi sanki başka bir ülkede yaşanıyormuş gibi hesaba dâhil edilmiyor. Yine de asıl soru şu olmalı bence, bu rakam açıklandı da, neden kimse ses çıkarmadı?
Muhalefetten güçlü bir ses duyamadık, işçi sendikalarından da... Açıkçası muhalefet benim için hayal kırıklığı oldu. Birkaç cümle, birkaç sosyal medya paylaşımı ve konu kapandı. Oysa bu ülkede milyonlar bu ücretle yaşıyor. Tabii yaşamak denirse…
‘‘PEKİ, NEDEN?’‘
Çünkü insanlar yorgun.
Mücadele etmekten yorgunlar.
Seslerini duyuramamaktan yorgunlar.
Geçim sıkıntısının sürekli baskısı altında yaşamaktan yorgunlar.
Yanlarında bir muhalefet görememekten yorgunlar.
Her şeyin normalmiş gibi sunulmasından yorgunlar.
Ve belki de en acısı; ülkede artan cehaletten, kaybolan değerlerden, bir bir yitip giden tüm değerlerin kısacası her şeyin ardından sadece bakakalmaktan yorgunlar.
Artık insanlar hesap yapmıyor, vazgeçiyor.
Hayal kurmuyor, erteliyor.
İtiraz etmiyor, susuyor.
Aslında bu sessizlik bilinçli bir tercih değil. Bu sessizlik, tükenmişliğin sonucu. İnsanlar artık ‘‘değişir mi?’‘ sorusunu sormuyor. Çünkü cevabını çoktan öğrendiklerini düşünüyorlar.
Asgari ücret açıklandı. Ama mesele rakam değil. Bana göre mesele, bu ülkede milyonlarca insanın artık ses çıkarmayacak kadar yorulmuş olması. Ve bence en korkutucu olan bu…