Şenay Sarıaslan

Birazda acının kapısını aralayalım!

Şenay Sarıaslan

Bir süredir elimde bir kitapla dolaşıyorum.

Okuyup bir çırpıda bitirip rafa koymalık değil.

Arada duruyorsun, altını çiziyorsun, kapatıp düşünüyorsun.

Hatta bazen ‘‘şimdi değil’‘ deyip ertesi güne bırakıyorsun.

Soner Yalçın’ın ‘Solcular’ı tam olarak böyle bir kitap.

Başlarken şunu soruyorsun kendine;

‘‘Bu bir ideolojik tartışma mı?’‘

‘‘Taraf tutmamı mı isteyecek?’‘

Daha ilk bölümlerde anlıyorsun ki hayır.

Bu kitap seni bir yere çağırmıyor.

Sadece kapıyı aralıyor.

Okurken garip bir his oluyor insanda…

Bildiğini sandığın şeyler var.

Yıllardır duydukların, tekrar tekrar anlatılan hikâyeler.

Ama Soner Yalçın onları başka bir ışığın altına koyuyor.

Bu kez alkış yok.Bu kez romantizm yok.

Sadece şu soru var havada asılı duran:‘‘Gerçekten böyle miydi?’‘

Belki de en çarpıcı olan şu

Kitap, solculuğu anlatırken aslında insanı anlatıyor.

Gücü, iktidarı, hatayı, susmayı…

Ve en çok da kendine yakıştırmayı.

Bir süre sonra fark ediyorsun;mesele sağ ya da sol değil.

Mesele, kendini hiç sorgulamayan her yapı.

Ve bu yüzleşme hali, ister istemez okuru da işin içine çekiyor.

Sayfalar ilerledikçe şunu düşünüyorsun

Bazı isimler neden hep kutsal kaldı?

Bazı ilişkiler neden hiç konuşulmadı?

Bazı sorular neden hep geçiştirildi?

Kitap bu soruları bağırarak sormuyor.

Ama susarak da geçmiyor.

Arşiv konuşuyor.

Belgeler konuşuyor.

Hatırlamak istemediklerimiz konuşuyor.

O yüzden bu kitap bir dönemin değil bir hafızanın kitabı.

Bugün sosyal medyada iki cümleyle fikir sahibi olunan bir çağda,

Solcular yavaşlatıyor insanı. ‘‘Dur’‘ diyor.‘‘Bir bak. Bir düşün. Sonra karar ver.’‘

Ben bu kitabı kime öneririm?

Sadece ‘‘solcuyum’‘ diyenlere değil.

Sadece karşı çıkanlara da değil.

Bu ülkede yaşayıp,

‘‘Biz nerede hata yaptık?’‘ sorusunu samimiyetle sorabilen herkese.

Çünkü bazı kitaplar cevap vermez.

Ama doğru soruları sordurur.

Solcular tam da onlardan biri.

Yazarın Diğer Yazıları