Ela gözlü bir güzele vuruldum
Coşkun sular gibi aktım duruldum
Gurbet eller oldu mekânım yurdum
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı
Dağ tepe demeden gezdim yıllarca
Dostlar beni taşladılar hunharca
Virane bağımda açmadı gonca
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Lehü kalem kara yazmış yazımı
Çok yalvardım çok etmedi azımı
Tam tersine kış eyledi yazımı
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Düz ovadan sarpa sardı yollarım
Yaprağım döküldü kurudu dalım
Dostlar bile bir gün sormadı halım
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Gül bahçem sökülüp bostan ekildi
Otuz iki dişimi birden çekildi
Yetmişe gelmeden belim büküldü
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı,
Feleğin sillesi pek yaman oldu
Dünyanın belası hep beni buldu
Bütün emeklerim toz duman oldu
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
On beşinde bir kız sevdim yar diye
Kor ateşi kucakladım kar diye
Daim benden istediler ver diye
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Hedefine ulaşmadı benim attığım
Karga çıktı Şahin diye tuttuğum
Zehir imiş derman diye yuttuğum
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı
Dilek tuttum ben yıldızın birine
Kervankıran doğdu ay ın yerine
Ektiğim her tohum düştü derine
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Ben ileri gidince hep geri çektiler
Arkada kalınca da ileriye ittiler
Anamdan doğduğuma pişman ettiler
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Yazam dedim çürük çıktı kalemler
Konuşurken dökülmedi kelamlar
Dost aradım hep kesildi selamlar
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Boş yere harcadım gençlik çağımı
Bir yel esti hazan etti bağımı
Olta attım balıklar yediler ağımı
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Ben bostan ektince kurudu sular
Ata binem dedim tutmadı yular
Rahat yakamadım kaçtı uykular
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Sen ömrüm boyunca istedin gülü
Her zaman kıskandın garip bülbülü
Ben kocadım sen kocamadın bir türlü
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.
Yaz gününde sen istedin hışım ı
Alıp taştan taşa çaldın başımı
Oturup yiyemedim pişmiş aşımı
Yoruldum be gönül yoruldum gayrı.