İmece usulüyle biçerdik ekin
Sap harmanda birikirdi topyekun
Çekilen çileye duymazdık bir kin
Olanları kaderimiz sayardık.
O zamanda sıcak geçerdi yazlar
Desteyi çekerdi gelinler- kızlar
Keklikler öterdi, öterdi kazlar
Kuş sesleri müzik gibi gelirdi.
Çok zaman almazdı sapı sermesi
Günlerce sürerdi düven sürmesi
Kesilirdi öküzlerin, katırların nefesi
Çünkü bir de biz düvene binerdik.
Çok meşakkatli olurdu hasat süreci
Malamayı savurur yığardık çeçi
Tam da o sırada köye gelirdi çerçi
Buğday verip sakız şeker alırdık.
Buğday saman ayrı ayrı yığın olurdu
Hayvanlarla taşımak çok zor olurdu
Bazen de mahsuller tarlada kalırdı
At, katır sırtında köye taşırdık.
Harman kalksa bile bitmezdi işler
Daha da artardı geliş gidişler
Kazanlar kaynardı kurulurdu deştler
Yarma, döğme bulgurluklar pişerdi.
Bağbozumu başlardı Eylül ayında
Herkes buluşurdu köyün toyunda
Bir olurduk eğlencede oyunda
Yıllar geçer mutlu mesut yaşardık.
Tüm üzümler ezilirdi ağaç teknede
Suyunu çıkarırdık hep eze eze
Şimdi sıra gelirdi kara pekmeze
Ocak yapar kazanları kurardık.
Ateşler yakılır kaynardı kara kazan
Büyük odunlarıydı ateşte yanan
Söndürürdük pekmez olduğu zaman
Bir sürede soğutmaya koyardık.
Harmanı kaldırıp köye göçerdik
Nadas tarlalara tohum ekerdik
Düğünler kurulur halay çekerdik
Emmi dayı buluşurdu bir toyda.
Aramızda olmazdı o şucu bucu
Al kınalar yakarak katardık koçu
Hiç kimse kimseye bulmazdı suçu
Kardeşliğin zirvesini yaşardık.
Koç katımı başka olurdu köyümde
Hep güler oynardık toy da düğün de
Ayrılık olmazdı böyle bir günde
O günleri bayram gibi yaşardık.
Gün gelir çalardı bizim okul zilleri
Bize görünürdü tozlu gurbet yolları
Baharda kalkardı dağların karı
Kar erirse köye geri dönerdik.
Her iş görülürdü birlik içinde
Yıllarca sürerdi bu aynı biçimde
O günler bir uhde kaldı içimde
İşte şimdi o günleri özledik.
Var mı acep geçmişini sevmeyen
Gurbete düşünce dizini döğmeyen
Yemin olsun eskiyi çok özledim ben
Zannedersem birçoğumuz özledik