Kara bir kapıdır gurbet kapısı
Muhannet elindendir onun yapısı
Gurbet elde geçti ömrüm yarısı
Her zaman sılayı özlüyor gönül.
Gurbetin suları akar tersine
Hasret acısına dayanmaz sine
Dünya senin olsa istiyor yine
Her zaman sılayı özlüyor gönül.
Çok sert eser gurbet elin yelleri
Zehir olur muhannet in dilleri
Yoluna serseler de gonca gülleri
Yine de sılayı özlüyor gönül.
Sıla diye sızıldıyor bütün uzuvlar
Hasret ateşiyle erir gider buzullar
Karlar yağıp kapansa da tüm yollar
Ne olsa sılayı istiyor gönül.
Dikenli olur gurbet elin karaçalısı Çul görünür has ipekten halısı
Ne yapsalar dinmez yürek ağrısı
Her zaman sılayı özlüyor gönül.
Gurbet elde düğün olmaz toy olmaz
Garibe gurbetin gülleri kokmaz
Elin yurdu senin için köy olmaz
İlla sıla diye, diye sızlıyor gönül.
Hastalansan soran olmaz halını
Bir muhannet gelir keser dalını
Kırk haramiler talan eder malanı
Her zaman sılayı özlüyor gönül.
Bir gün rahat ettirmezler yuvada
Kuş olsan da uçamazsın havada
Sen ne yapsan aklın kalır sılada
Sılanın taşını özler bu gönül.
Kimse hayran olmaz tara kaşına
Ağustosta karlar yağar başına
Düz ovada uğratırlar hışıma
Bunun için sılayı özler bu gönül.
Taşlı çakıllıdır zalim gurbetin yolu
Her zaman başına yağar kar dolu
Demezler ki bu da Hakkın bir kulu
Sıla özlemiyle yanar bu gönül.
On iki yaşında çıktım gurbete
Her gören zannetti silahlı çete
Tat vermedi sığınsam da devlete
Sıla özlemiyle yandı bu gönül.
Hiç kimse demedi bu bir yazgıdır
Kazanıp yedikleri kendi rızkıdır
Bu hasret bitmedi tam elli yıldır
Bunun için sılayı özlüyor gönül.
Umut dolu gurbet ele gelirsin
Bir kuru ekmeğe muhtaç olursun
Umut dolu gelir sen ne bulursun
Bunun için sılayı özler bu gönül.
Rifat ta çok çekti gurbet elinden
Deliali yi hiç düşürmedi dilinden
Artık gelip geçmem gurbet yolundan
Gayri sona geldin durul be gönül.
Sılam, sılam diye köyü arzular
Tutup da başına takamam yular
Kuş tüyünde yatsan tutmaz uykular
Bağlasan da durmaz bu deli gönül.
17 Ocak 2025 KAYSERİ