Cumhuriyet ruhu bilim,sanat ve düşünce alanında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koyan ve koymasıgereken olgun bir çocuk ruhudur. Bu sebeple Atatürk’ün ulusal egemenliği çocukbayramıyla birleştirmesi ve milli egemenlik kavramıyla milletin geleceğini temsil eden çocuk kavramını birbirine bağlaması O’nun dehasının bir göstergesidir.
Atatürk, çocukların riyakârlık bilmeden bütün istek ve arzularını içlerinden geldiği gibi açıklamalarından çok hoşlanırdı. Son yıllarını da çok sevdiği bir çocukla geçirdi. Ülkü, Atatürk’ün çocuk sevgisinin bir simgesi oldu. Tüm yurt gezilerinde çocuklara sevgi ile yaklaşır, onlarla uzun uzun konuşurdu.
Atatürk’ün çocuklarla ilgili çok önemli söylemleri vardır bunlardan biri de:
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." "Çocukları sağlıklı ve bilgili yetiştirilmeyen uluslar, temeli çürük binalar gibi çabuk yıkılırlar." "Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir.", der ne kadar anlamlı ve çocuklara verdiği değeri gösterir. Eğitim alanında yaptığı yenilikler ile de Atatürk’ün, ülkemiz geleceğinin mimarlarının çocuklar olduğunu bildiğini ve bu nedenle genç nesle ayrıca önem verdiğini görebiliyoruz.
İleri görüşlü bir devlet adamı olan Atatürk çocukları bir milletin ilerlemesinin temel taşı olarak görürdü. Daha Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak şeyin, iyi eğitimli çocuklar, gençler ve onların aydınlık fikirleri olduğunu fark etmişti.
Bir milletin ilerlemesindeki en önemli unsur çocuklardır! Çocuklara gereken değeri verirsek, ilgiyi, şefkati sevgiyi gösterirsek, onlar da bir çicek gibi istikbali renklendireceklerdir.