Bu yazı biraz gecikmeli oldu ama bazı olayların ardından insanın duygu ve düşüncelerini kelimelere dökmesi pek kolay olmuyor. Oktay Abi’nin ölümü beni çok derinden sarstı.
Biliyorsunuz şehrimizin duayen gazetecisi Oktay Ensari’yi 21 Mart’ta kaybettik. Kendisiyle yıllara dayanan bir dostluğumuz ve çalışma hayatımız oldu.
Kayseri Osmanlı’nın son dönemlerinden günümüze kadar önemli bir basın merkezi konumunda olmayı başarmıştır.
Oktay Abi de sadece Kayseri’de değil Türkiye’nin önemli gazetecileri arasında yerini almasını bildi. Mesleki birikimi, işine karşı gösterdiği hassasiyet, takipçiliği ve iş disiplini her zaman üst düzeydeydi.
10 yıl Kayseri Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı yürüttü. Uzun yıllar Doğan Haber Ajansı Bölge Müdürlüğü yaptı. Televizyon ve radyolarda yıllarca programlar gerçekleştirdi. Meslek yaşantısı boyunca çok sayıda gazetecinin yetişip, sektöre dahil olmasında öncü rol oynadı.
En önemli özelliklerinden bir tanesi ise meslektaşlarının zor anlarında hiç düşünmeden yardıma koşmasıydı. Herkeste hepimizde emeği olan küsmeyi, darılmayı bilmeyen bir kişiliğe sahipti.
Gerçekten de Oktay Ensari’nin ölümü basın camiamız için büyük kayıptı. Kayseri açısından da yaşayan bir tarihi kaybettik dersek abartı olmaz. Şehrin son 50 yılında Oktan Ensari’nin izlerini bulmak mümkün….
Rahmetli Oktay Abi’nin hastalık ve tedavi sürecinde en yakınında olan kişilerden biri bendim.
Son dönemlerinde Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde uzun süre tedavi gördü. Bu süreçte bize çok büyük kadirşinaslık gösteren Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun başta olmak üzere tüm Üniversite mensuplarına bu vesile ile bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bir teşekkür de Melikgazi Hastanesi Başhekimi Dr. Mustafa Demirel’e. Kendisi her daim yanımızda oldu ve emeğini hiç esirgemedi.
Ama bu konuda Acıbadem Kayseri Hastanesi’ne ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kayseri için ne kadar önemli olduğunu daha önce de farklı örneklerle şahit olduğum Acıbadem Kayseri Hastanesi, Oktay Abi’nin son günlerinde çok büyük bir özveriyle tedavisini üstlendi. Diğer hastalarda olduğu gibi bizim hastamızı da inanılmaz bir biçimde sahiplendiler ve sağlığına kavuşturmak için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiler.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Başhekimi Dr. Ömer Akbeyaz’ın yönetim anlayışına bu süreçte hayran kaldığımızı defalarca ifade ettik. Gerçekten de bir kurum hizmet aşkıyla ancak bu kadar düzgün çalıştırılabilir. Her daim yanımızda olan Sayın Dr. Akbeyaz’a bu vesile ile bir kez daha teşekkür ediyorum.
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Sungur’un Kayseri’de sağlık alanında ne kadar önemli bir isim olduğunu daha önce sıklıkla duyuyordum. Ancak Oktay Abi’nin tedavisi sürecinde yakından şahitlik ettim. Ülke çapında tanınan ve bu alanda haklı bir şöhrete kavuşan Prof. Dr. Sungur Hoca, sadece bir hekim olarak değil insani yaklaşımıyla da hastaları psikolojik olarak tedavi ediyor. Gece gündü, cumartesi Pazar demeden sürekli hastalarıyla ilgilenen Murat Hoca, aynı ilgiyi bu süreçte bizden de esirgemedi. Kendisine canı gönülden şükranlarımı sunuyorum.
Şüphesiz ne rektörümüzün, ne de ismini zikrettiğim diğer hocalarımızın bizim övgümüze ihtiyaçları yok. Ama elimizde olan değerlerin kıymetini bilme adına bizlerin bu tür yaklaşımları çok daha yüksek sesle dile getirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, Kayseri’de çok büyük işlere imza atan ve kısa sürede gelmiş geçmiş en sevilen yöneticileri arasına giren Valimiz Sayın Gökmen Çiçek, siyasi parti temsilcileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve Kayseri halkına da şükranlarımı sunuyorum.
Allah tekrar rahmet eylesin, mekanın cennet olsun Oktay Abi…