ONBİR ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’i geride bırakarak şükürler olsun ki bir Bayram’a daha eriştik. Geride bıraktığımız günlerde huzur içerisinde Ramazan Bayramı’nı kutladık. Öncelikle tüm hemşehrilerimizin bayramını kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim.
Bizleri bayrama eriştiren Rabbimize ne kadar şükretsek az. Dostlarımızla, akrabalarımızla kucaklaşarak bayramımızı huzur içinde geçirdik.
Oysa ki coğrafyamamıza şöyle bir göz gezdirdiğimizde her taraftan bayram günü bile akan gözyaşı ve feryatları görmek mümkün.
Ne kadar acıdır, insanın sevdikleri ile bayram günü kucaklaşamaması, bayramlarını neşesini yaşayamaması.
Emin olun milyonlarca, kardeşimiz bu neşeyi bir anlık yaşamak için bile canının verecek durumdadır.
Anadolunun binlerce yıldır aslını koruyan geleneklerinin sürdüğünü görmek hepimizi mutlu ediyor, umutlarımızı yeşertiyor. aylarca görmediğimiz akrabalarımızla bir araya geliyoruz. Sıla-ı rahim yaparak ata topraklarımızı ziyaret ediyoruz.
Elbette bayramlarda sohbet konusu ülkenini güncel sorunları oluyor ve söz dönüp dolaşıp ülkenin en önemli gündemi olan seçimlere gelip çatıyor.
Bu bayramda yine her gittiğimiz ortamda söz dönüp dolaşım seçimlere geldi.
Çok tasvip etmesem de, elbette insanların sohbetine iştirak ettik.
Bu günler aslında bir anlamda kamuoyu yoklaması niteliğinde oluyor. Ben çok yorum yapmaktan ziyade dinlemeyi tercih ederim.
Bize ayrılan bu köşeden de o görüşleri aktarmak isterim.
Yaşı 20’nin üzerinde ki, uçarı gençlik dedeğimiz kesimin vatan bilincini kazandığını görmek, öyle altı boş laf olsun beri gelsin yaklaşımı ve isyankar tavırlarla yorum yapmadığına şahit olmak sevindirici.
Gençler, başka türkiye olmadığını biliyor. Türk’ün son yurdunun yaşadıkları vatan toprağı olduğunun bilincinde, bir Suriye, Mısır, Libya, Irak olmaktan endişe duyuyorlar.
Tepkinin ve desteğin sokaklarda değil sandıkta demokratik yöntemle verileceğinin bilincini kavramışlar.
24 Haziran’da gideceği sandıktan kafasında ki ‘acabalara’ rağmen kararını vererek oyunu kullanacak.
Yakarım, yıkarım, sökerim, atarım, ezerim... Söylemlerine pirim vermiyor. Tam aksine, sosyal medyadanın bilmem kaç bin takipçili feyk trollerine yaptığı gibi gülüp dalgasını geçiyor.
Birde, gitsinde ne pahasına olursa olsuncular var. Ayşe’nin Fatma’nın hatalarını bir ülkenin kaderine yükleyip ‘Ben’cilerin sayısıda azımsanmayacak ölçüde buda işin üzücü tarafı.
Neden? sorusuna cevap veremeyip. Hakaret ederek, geçmişin gölgesinde kurtulamayanların sayısı işin doğrusunu söylemek gerekirse korkutuyor.
24 Haziran seçimlerine giderken kazananların başında, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, ortaya koyduğu tavrı ile kilit görevi üstlenen Milliyetçi Hareket Partisi.
Hükümeti eleştiren de, destekleyenlerin de ortak kararı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin devletin bekası ve milletin huzuru için gösterdiği şartsız koşulsuz destek ve önce devlet anlayışını siyasasete yansıtmış olması her kesimden taktir görüyor.
Bu tavır sandıkta seçmenin tercihini etkilermi kestirmek zor. Ama destek alacağına şüphe yok. Kayseri’de MHP’nin 1.sıra adayı İsmail Özdemir’in pırıl pırıl genç bir isim olması insanlara cazip geliyor.
Ben İsmail Özdemir’in MHP’ye
kazandıracağı görüşündeyim.
Gelelim AK Parti’ye işin doğrusunu söylemek gerekirse, ben AK Parti’nin eski listesi ile yola devam etme kararının seçmen üzerinde ters etki yapacağı görüşündeydim.
Ancak bayram süresinde AK Parti’ye yıllardır destek verenlerle yaptığımız görüşmelerde aslında listenin hiçbir etkisinin olmadığı tam tersine, tanınmış ve kendini ispatlamış adayların seçmene daha cazip geldiğine kanaat getirdim.
Bunuda doğru bildiğimiz, yanlışlar, hanesine not düşmüş olalım.
AK Parti seçmeninin oy vermekte ki ana kriteri Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan’ın etrafında kenetlenebiliyorlar. Başka sebeplere takılanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Geçmişte zor seçimler atlatıldı.
Bunların en önemlilerinden birisi Referandum oldu.
Referandum zor bir meseleydi. Bir ülkenin 100 yıllık alışkanlığını değiştiriyorsunuz. AK Parti bunu başardı.
Şimdi Cumhurbaşkanı oyu düşse nereye kadar düşer. Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 50 oy alt baremdir.
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Kayseri’de yaptığı miting ile moral bulan CHP, meydana toplanan 10 bin kişilik kalabalığın sandıkları yıkacak bir kitleye dönüşeceğini CHP’nin makus talihinin değişeceği görüşünde.
Gel gelelim, CHP’de kafalar her zamankinden fazla karışık. Yıllardır karşı çıktıkları siyasal İslam anlayışının en önde gelen partilerinden birisi olan eski Refah, şimdiki Saadet Partisi ile bir ortaklığın içindeler.
Kayseri’de ikinci sırayı da, Saadet Partisi kendi listesini çıkarmasına rağmen Saadet Partili bir isme verdiler, CHP seçmeni Tayyip Erdoğan gitsinde, ne olursa olsun düşüncesi ile buna da ‘tamam’ der mi ? işte orası biraz karışık.
İYİ Parti, yeni olmasına karşın epeyce bir mesafe kaydetti. CHP’nin milletvekili desteği sonrası eksen tartışmalarına neden olan İYİ Parti halen o konuyu netleştirmiş değil, solcular partiden, milliyetçi olduğu gerekçesi ile istifa ederken, milliyetçiler parti organlarında kendilerini ifade etmekte zorlandıklarını söylüyor.
Şu bir gerçek ki, Pınarbaşı’nın sevilen belediye başkanı Dursun Ataş, Kayseri’de ki seçimi sırtlayacak. İYİ Parti’de kazanırsa Ataş, kaybederse Ataş kaybedecek. İYİ Parti partisine kızanların oyunu toplayacak. Bakalım Kayseri’de kızgınlar ne yapacak.
Bize ayrılan sınıra dayandık.
İnşallah yarın isimler üzerinde yine değerlendirmemize devam ederiz.