Mehmet Serbez

KARADENİZ FIRTINASI...

Mehmet Serbez

Gezginlik, yolda olmak, atalarımızdan bize kalan en büyük miraslardan biri. 
Gezmek deyince Aşık Veysel’in muhteşem dizeleri aklıma  gelir:
 
Uzun ince bir yoldayım
gidiyorum gündüz gece
bilmiyorum ne haldeyim 
gidiyorum gündüz gece...
 
Geçtiğimiz haftasonu Kayseri Gazeteciler Ceminyeti’nin organizasyonu ile meslektaşlarımız ve aileleri ile birlikte Doğu Karadeniz turu yaptık. 
Dışardan bakınca Kayseri basını kendi halinde küçük bir camia gibi görünse de yaptığımız gezi bize aslında kocaman bir aile olduğumuzu birkez daha gösterdi. 
 
Gezmek, sadece zirveye çıkmak yada en derine inmek olmamalı. Gittiğimiz yerlerde insan unsuru var. İnsanın olduğu yerde tarih, sosyal yaşam, kültür var, şüphesiz coğrafyada var ama insan yoksa ne anlamı var.
Farklı coğrafyaları görmek, farklı kültürleri tanımak, farklı insanlarla sohbet etmek dünyanın en keyfli işlerinden olsa gerek. 
 
Bizlerde öyle yaptık, cennet vatanın en güzel köşelerinden birisi olan yeşilin memleketi Karadeniz’i ziyaret ettik. 
 
Fırtınalı karadenizin, en güzel köşelerini keşfettik. 
 
Karadeniz’e yaptığımız gezide; huzur veren yaylaları, yeşilin her tonunu barındıran bitki örtüsünü, eşsiz gölleri, bir ressamın fırçasından çıkmış gibi dağlardan inen akarsuları, şelâleleri, önemli târihî eserleri, küçük ve büyük şehirleri gördük. Bu bölgenin değişik lezzetleri damağımızda, unutamadığımız ezgileri kulaklarımızda kaldı.
 
Gezimize Trabzon’dan başladık. Karadeniz ile Zigana dağları arasında, dar bir alana sıkışmış,  Doğu Karadeniz’in önemli bir şehri olan Trabzon’da Atatürk Köşkü, el sanatları merkezlerini gezdik. 
 
Denizden 1090 metre yükseklikteki Uzungöl’e vardık. Ancak, gölün etrafı bir panayır yeri gibi idi. Büyük şehirlerde lunaparklarda bulunan go-kart araba yarış pistleri, tramplenlerden tutun da, her türlü fast-food dükkânlarına, kadar hepsi burada idi. Bazı lokanta ve dükkânlarda Arapça yazılı tabelalar gördük. Meğerse son yıllarda Uzungöl ve etrafındaki yaylaları Suudi Arabistanlı turistler keşfetmiş. 
 
1350 metre yükseklikte kayın, ladin, çay, kivi, orman gülü gibi ağaç ve bitkilerle dolu hârika bir doğanın içinden Ayder Yaylası’na ulaştık. Burası artık bir turizm merkezi olmuş, ancak aşırı ve yanlış bir yapılaşma da başlamış. 
 
Sabah 6:00’da kalkıp, Sarp sınır kapısına hareket ettik. 15 dakika sonra ulaştığımız sınır kapısı vatanımızın kuzeydoğusunda en uç noktaydı. Batum’a yük taşıyan Türk kamyonları, günübirlik giden Türk turist otobüsleri sabahın erken saatlerinde burada büyük bir kalabalık oluşturmuştu. Yalnız nüfus cüzdanımızla iki devletin polis ve gümrüğünden bir saat içinde geçerek, Türk topraklarından Gürcistan’a ve Batum’a ayak bastık. 
 
Osmanlı döneminde uzun yıllar Türk hâkimiyetinde kalan, Misak-ı millî( Milli Yemin) sınırları içinde bulunmasına rağmen, 1921 yılında Rusya ile yapılan anlaşmayla Kars, Ardahan Türkiye’de kalmış, Batum Gürcistan’a bırakılmıştı. 
 
Eski Batum komünist dönemin kötü yapılarını barındırırken, yeni Batum değişik, yüksek katlı mimarî örnekleriyle karşımızda idi. Batum kendini Karadeniz’in “Laz Vegas’ı” yapmak istiyor. 
 
Yeni yapılan büyük otellerdeki kumarhanelere gelen müşterilerin yüzde 99’u Karadeniz insanımız imiş.
 
Gezimizin son gününde Şahika Turizm’in tecrübeli kaptanlarının kullandığı otobüslerimiz ile Ordu’ya doğru hareket ettik. Karadeniz’in incisi olarak tanınan bu şehirde 475 metre yüksekliğindeki Boztepe’ye teleferikle çıktık. Buradan Ordu ve Karadeniz’i seyrettik. 
Karadeniz’in kendine özgü yöresel lezzetlerini tatma şansı bulduk. 
 
Doğu Karadeniz, doğal güzellikleri yüzünden mutlaka seyahat edilmesi gereken bir bölgemiz. Ancak gezide gazeteciler hep birlikte olunca konu açık oturuma dönüşüyor elbette. 
 
Ortak düşünce, Erciyes özelikle yazın yayla turizmi açısından atıl vaziyette bekliyor. 
 
Bu vesile ile; Yaklaşık 190 kişilik bir kafile ile böyle geniş kapsamlı bir gezi organize etmek herkesin içinden çıkabileceği bir iş değildir. Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ve bu organizasyonda emeği geçen meslektaşlarımıza herşey için teşekkür ederiz...

Yazarın Diğer Yazıları