Kübra Yıldırım

Zamanın Kıymeti, Anın Geçiciliği

Kübra Yıldırım

Zaman, yaşamın kaçınılmaz ve en değerli kaynağıdır. Her şeyin ölçülmeye çalışıldığı bu dünyada, belki de en belirsiz, en soyut ve en değerli şey zamandır ya da an. Saatler, dakikalar, saniyeler; bunlar yalnızca zamanın ölçülmesini sağlayan araçlardır. Fakat zamanın gerçek anlamını, özüyle kavrayabilmek ne yazık ki imkansızdır. Zaman, bir gölge gibi kaybolur, ne kadar tutmaya çalışsak da parmaklarımızın arasından geçip gider. Bu geçicilik, zamanın kaybolan her anının gerçek değerini ancak biz onu yitirince anlayabilmemizle ilgilidir. O yüzden, her an bir kayıp değil, aksine her biri, bir fırsat, bir varoluşun derinliğidir.

Zamanın kıymeti, çoğu zaman farkında bile olmadan geçirdiğimiz anlarla ölçülür. Ancak zamanın bize sunduğu en büyük hediye, her geçen saniyenin bir fırsat olduğunu fark etmektir. Birçok şeyin peşinden koşarız ama zaman, bizi takip etmez; aksine, biz onun peşinden sürükleniriz. Bu sürekli koşuşturma içinde yavaşlamalı, durmalı ve bir adım geri çekilip, "şu an"ın içindeki anlamı anlamalıyız. Zaman, biz onun hızını belirlemedikçe, kendi yönünü belirler.

İşte zamanın en ilginç yönü de bu: O kadar değerli ve kırılgandır ki, bir anı yaşarken onun kıymetini çoğu zaman fark edemeyiz. Zamanın geçici doğası, bize sürekli bir fırsat sunar; ama bu fırsat, ancak anı doğru yaşadığımızda ve her anın içinde barındırdığı potansiyeli fark edebildiğimizde anlam kazanır.

Zamanın geçici doğasını kabul etmek, hayatı daha derin bir bilinçle yaşamamıza olanak tanır. Her geçen an, kaybolan bir fırsat gibidir; fakat bu fırsatlar, her bir anın içindeki potansiyeli fark ettiğimizde, yeniden yaratılabilir. Yaşam, tam bu anı doğru yaşamakla anlam kazanır; çünkü geçmiş ve gelecek, şu anın içinde şekillenir. Zamanı sadece ölçmek değil, içinde var olmak, her anını derinlemesine yaşamak gerekir. Zamanın geçici doğasına karşı bir zafer kazanmanın yolu, onu yakalamaya çalışmak değil, her anı tam anlamıyla yaşamakta gizlidir.

Yazarın Diğer Yazıları