Kübra Yıldırım

İnsanı toplum mu bozdu?

Kübra Yıldırım

Artık kimse kimseye kolay kolay inanmaz oldu. Birinin iyiliği bile kuşku uyandırıyor içimizde: “Acaba neden böyle davranıyor?” diye. Sanki saf bir iyilik kalmadı, her şeyin arkasında bir çıkar, bir hesap, bir beklenti arar olduk. Oysa insan, doğarken bu kadar karmaşık değildi.

Bir düşünür, yüzyıllar önce “İnsan doğada iyidir; onu toplum bozar” demişti: Jean-Jacques Rousseau. Doğadaki insanın yalınlığını, içtenliğini, merhametini savunmuştu. Ona göre kötülük, şehirlerle, mülkiyetle, kurallarla birlikte geldi. İnsan bir toprağı çitle çevirip “Burası benim” dediği an, iyiliğin saflığına gölge düşmüştü.

Bugün biz o gölgenin içinde yaşıyoruz belki de. Birbirimize değil, rollere inanıyoruz artık. Kendimizi korumak adına, içimizdeki iyiliği saklamayı öğrendik. Sevgi yerine temkin, empati yerine mesafe, paylaşmak yerine gösteriş koyduk. Bunların hepsine “toplum” dedik — düzen, sistem, uyum adına kabullendik.

Ama belki de asıl soru şu: Toplum mu bizi bozdu, yoksa biz mi bozulmuş halimizle toplumu yarattık? Hangisi önceydi: saf insan mı, düzenin dayatması mı?

Cevabı kimse kesin bilmiyor. Ama bir ihtimal var ki, düşünmeden geçemiyor insan: Belki de biz kötü olmadık... Sadece, iyi kalmanın bedeli fazla ağırlaştı.

Yazarın Diğer Yazıları