Kübra Yıldırım

İçimdeki çocuk...

Kübra Yıldırım

Bugün parkta otururken önümden geçen çocukları izledim, bir an zamanın nasıl geçtiğini unuttum. Minik adımların neşesiyle kaybolan bir dünyada, sadece onların kahkahaları vardı. O an, içimde unuttuğum bir duygunun uyanışını hissettim. Gözlerindeki ışıltı, bana yıllar önce terk ettiğim bir yerden seslendi. İçimde bir kıpırtı hissettim bastırılmış ama hala canlı bir benlik. Bir zamanlar kaybolmuş gibi görünen o parçam, şimdi yeniden fark edilmek için bekliyormuş.
Küçükken defalarca düşüp kalkardım ama pes etmezdim. 

Bugün izlediğim çocuklar da aynısını yaptı düştüler ama hemen güldüler ve tekrar koştular. İşte o sırada içimdeki çocuğun sesini duydum: ‘Ben buradayım’ diyordu. ‘Yeniden denemek için buradayım.’ Yetişkinliğin yükleriyle onu susturduğumun farkına varmam bir anda oldu. Sorunlar, kaygılar, yetişkin olmanın getirdiği koşuşturmalar arasında onu unuttuğumu fark ettim. Ama o hiçbir yere gitmemişti; sadece biraz sessizleşmişti.

O çocuk, içimdeki masumiyeti ve hayalleriyle yaşamaya devam etmişti. Geçmişin kokusunu, ilk heyecanları ve çocukça hayalleri onunla yeniden hissettim. Yıllardır unutmuş olduğum o saf mutluluk gözlerimin önünde canlandı. O an, içimde bir sıcaklık yayıldı sanki kaybettiğim bir parçayı bulmuş gibiydim. O çocuk, bana yeniden umut ettiğimi hatırlattı. Dünyayı yeniden merakla izlemek, küçük şeylerden büyük sevinçler duymak ne demekmiş, bana gösterdi. 

Her kahkahada, her düşüşte, her oyunda biraz daha yaklaştım ona. Bu, bir zamanlar olduğum kişiye dönüş yolculuğumdu. O yolculukta fark ettim ki, içimdeki çocuk hiç büyümemiş aslında. Sadece ben onu unutup büyümüşüm.
Ne kadar zor zamanlar geçirmiş olsam da, içimde hala umutla koşan biri var. O, beni yeniden hayata bağlayan en gerçek tarafım. İçimdeki çocukla yeniden göz göze gelmek, iyileştirici bir kapıyı araladı.

Hayatın sert rüzgarları beni savurmuş olabilir, ama içimde hala sıcacık bir yer var. Orada ne korku var, ne yargı, ne acele... Sadece oyun, kahkaha ve merak var. O çocuğun sesi bana yeniden yaşadığımı hissettirdi. Beni ben yapan o saf tarafımla yeniden tanıştım. Hayatın karmaşasında kaybettiğim benliğime ulaşmamı sağladı. Artık ona kulak veriyorum, onunla konuşuyorum. Gözlerimi kapatıp çocukken kurduğum hayalleri anımsıyorum. İçimdeki çocuk bana yeniden sevinçle gülmeyi öğretiyor. Küçük bir çiçeğe dokunmanın, bir rüzgarı hissetmenin güzelliğini fark ettiriyor. Ve ben bu hisle daha gerçek, daha bütün hissediyorum kendimi. 

Artık biliyorum; içimdeki çocuğa ne kadar yaklaşabilirsem, kendime de o kadar yaklaşıyorum. O, bana unuttuğum taraflarımı hatırlatıyor. Yıllardır bastırdığım duygularımda bir kapı aralıyor. Kırılganlığımda bile bir güzellik olduğunu öğretiyor bana. İçimdeki çocuk, geçmişin bir hatırası değil; geleceğe umutla bakan bir yansıma. Onunla birlikte her yeni günü daha derinden yaşıyorum. Hayata yeniden başlamanın mümkün olduğunu görüyorum. Ve artık o çocuğu daha fazla susturmuyorum. Çünkü o, benim içimdeki en saf, en canlı ses.

Bugün ben gözlerimi kapatıp içimdeki çocuğa ‘merhaba’ dedim. Ya sen?

Yazarın Diğer Yazıları