Öğretmenlik, gerçekten de kutsal bir meslek. Ama birçoğumuzun yıllardır duyduğu, bir kutlama günü cümlesine dönüşmüş, sıradanlaşmış bir ifade gibi değil. Aslında bu cümle, 2025 Türkiye’sinde bile hala kanayan bir gerçeği yansıtıyor. Bir milletin ruhunu, vicdanını, geleceğini şekillendiren, umutlarını yeşerten kişiler, hep öğretmenlerdir.
Babam öğretmendi. Yıllarca bir köy okulunda, çocuklara sadece harf değil, aynı zamanda hayatı öğretti. Emekli olsa da, geride bıraktığı iz silinmedi, hala birileri onun adını saygıyla, sevgiyle anıyor. İşte öğretmenlik böyle bir şey: emekli olsan da, yıllar geçse de, hiç bitmeyen bir nöbetin adı.
Peki, ‘‘kutsal’‘ dediğimizde neyi kast ediyoruz?
Kutsal, doktoru, mühendisi, sanatçıyı, siyasetçiyi yetiştiren meslek. İlk ‘‘neden’‘ sorusunun cevabını aldığımız yer. İlk ‘‘iyi insan nasıl olunur?’‘ sorusunun karşılığını bulduğumuz yer. Toplumun bütün meslekleri, bütün başarıları, umutları bir öğretmenin avucunda başlar.
Başöğretmen, 97 yıl önce tek bir cümleyle her şeyi özetlemişti:
‘‘Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.’‘ Bir orduyla vatanı kurtarabilirsin, evet. Ama o vatanı sonsuza kadar yaşatacak olan aklı, vicdanı, karakteri bir öğretmen yetiştirir. Atatürk bunu en iyi şekilde anlamış ve öğretmenleri ‘‘cumhuriyetin asıl kurucuları’‘ olarak tanımlamıştı. Bir devlet kuran kadar, onu taşıyan da kurucudur.
2025’te hala aynı yerdeyiz. Çocuk hala öğretmeninin gülüşünde güven buluyor. Genç hala ‘‘sen yaparsın’‘ cümlesinde hayata tutunuyor.
Anne-baba hala karne gününde, öğretmenin elini sımsıkı tutarken, ‘‘hocam sağ olun’‘ diyerek sesi titriyor.
Evet, zorluklar var.
Atama bekleyen yüz binler, kalabalık sınıflar, geçim derdi, şiddet haberleri... Ama hiçbir zorluk, öğretmenin büyüsünü silemez.
Çünkü öğretmen, bir çocuğun ‘‘öğretmenim’‘ diye koşarak sarıldığı anı unutmaz. Bir mezunun yıllar sonra dönüp, ‘‘Siz olmasaydınız ben burada olamazdım’‘ dediği cümlesi, her türlü zorluğa karşı bir ödül gibi kalır
Öğretmenlik kutsaldır, çünkü:
Karanlığa ışık olur. Umutsuzluğa ‘‘yarın daha güzel olacak’‘ diye fısıldar. Bu ülkenin en ücra köşesinde bile cumhuriyetin bayrağını dalgalandırır.
24 Kasım, bir ulusun vicdanının attığı gündür. Ve biz de, Başöğretmen’e bir kere daha söz veriyoruz. Emanetiniz emanetimizdir. Sizin açtığınız yolda, gösterdiğiniz hedefe, yorulmadan yürüyeceğiz.
İyi ki varsınız sevgili öğretmenler.
Babam gibi, binlercesi gibi; geleceği inşa edenler.
24 Kasım Öğretmenler Gününüz kutlu olsun.
Başöğretmenin izinde, sonsuza dek.
Saygı, sevgi ve minnetle…
