Hüsamettin Urfalıer

Menkıbelerle Cemil Baba (2)

Hüsamettin Urfalıer

Bir anıda; inşaat mühendisi bir hemşerimiz camide cemaatle namaz kılarken camide Cemil Baba’yı görür, yalnız Cemil Baba cemaate uymaz kendi başına namaz kılar, namaz bittiğinde Cemil Baba’nın yanına gelir ve sorar 'baba sen neden cemaate uymadın' der, Cemil Baba der ki 'sen inşaatının derdindesin, imam da yeni aldığı evin plan projesi' derdinde idi der, beyninden vurulmuşa dönen inşaat mühendisi daha sonra imama sorar ve der ki 'ben gerçekten inşaat işini düşünüyordum ya senin aklında ne vardı' der, bunun üzerine imam da mühendise  'gerçekten de evin plan projesini' düşünüyordum der..

Yine bir gün camide namaz kılarken yanında namaz kılan bir kimsenin Cemil Baba’nın 'Yarabbi bi kere daha göster Cemali’ni kana kana' diye içinden niyaz ettiğini söyler.

Cemil Baba, başka bir şehire gidecek olan kimselere büyük evliyaların zatların hayatını anlatır, onlardan bu zatların toprağından, mezarından taş getirmelerini ister ve bunları biriktirirmiş. Hatta rivayet olunur ki hasta insanlar dua etmesi içi kendine gelirse o taşlarla okuduğu dahi söylenir..

Buna benzer bir anısında Cemil Baba şehrimizde görevli Mardinli birinden Mardin’e gittiğinde kendisine Hz.Nuh’un Makamından 7 adet taş ister, memur söz verir ama bir türlü yolu oraya düşmez. Nihayet oraya giden arkadaşlarına rica eder, arkadaşları taşları getirir. Cemil Baba’ya verir, Cemil Baba dere kenarından alınan taşları istemem der, Mardin’li memur arkadaşlarına sorar sahiden taşları nereden aldınız der, onlar da sana söz vermiştik ama unutunca dönüş yolunda bir dere kenarında durduk nehir kenarından topladık derler..

Yine birinde Hac yolculuğunda yol arkadaşlarında birisi hastalanır hastalığı ağırlaşır, sağlık ekibi hastaya müdahale eder, iğne-ilaç verirler ama naçar hasta inlemektedir. Ölümün yüzü görünmüştür..Hacılar, Cemil Baba’ya 'dua et' diye yalvarır, Cemil Baba dayanamaz dua eder, çok geçmeden uzun boylu bir Arap gelir elinde tepsi vardır. Hastanın başucuna oturur, tepside katı bir şeyi sıvıyla karıştırır, onu elleriyle hastaya içirir sonrada kalkıp gider. İlacı içen hasta çok geçmeden hiçbir sancısı sıkıntısı yokmuş gibi ayağa kalkar ve yürür. Olayı baştan sona isteyen hacılar hayretler içinde kalırlar..

Benzer bir menkıbe; yolculukta otobüsün kum yığınına çakılıp kalması üzerine, aracın buradan kurtulması  için hazcıların elinden hiçbir şey gelmeyince Cemil Babadan dua isterler, Cemil Babanın araçtan inip ilerde kumların üzerine diz çöküp ellerini kaldırarak dua ettiğini görürler..Ardından kısa bir süre sonra uzaktan oraya doğru gelen bir Arap görünür, 'direksiyonu şu yöne çevir gaza bas' der, şoför direksiyonu o yöne çevirir gaza basar ve araç kurtulur.

Başka bir menkıbe; bir Allah dostuna sizi Hz.Peygamber çağırıyor diyor, bu zatın o zaman aklında öyle bir düşünce yoktur ancak Cemil Baba’nın bu dedikleri aklından çıkmaz, 3-4 yıl sonra Medine-i Münevvere’ye gider ve orada vefat eder..

Rivayet olunur ki; bir gün çarşıya gelen yeni bir esnaf Cemil Baba’ya gösterilen teveccühü ve Cemil Baba gelince ayağa kalkmalarını yadırgar, Cemil Baba’nın kılığına kıyafetine bakar, beğenmez, yüz çevirir, görmezden gelir, ayıplar..Aynı gün evine gider, gece uykuda rüyasında 4 kişi kendisini tutar, büyük camilerimizin minarelerine çıkartır, 'atalım mı aşağı' diye de minareden sallarlar, rüyasında sabaha kadar ölüm kalım mücadelesi verir, korkudan ölecek gibi hisseder, sabahleyin kan ter içinde uyanır ama toparlanamaz bir türlü, güç bela dükkanını açar ve bakar ki karşıdan Cemil Baba geliyor, hemen koşup sarılır..'Buyur baba bir çay, bir soğukluk ikram edeyim' Cemil Baba, adamın yüzüne bakmadan 'minareyi görmeseydin, aklın başına gelmezdin dimi?' Der..

Devamı diğer yazımda..

Yazarın Diğer Yazıları