Hilal Tekeoğlu

Milli Güvenlik noktasında basının gücü

Hilal Tekeoğlu

Türkiye, bulunduğu jeopolitik konum itibariyle adeta ateş çemberinde yer alıyor. Göçmen krizleri, Rusya-Ukrayna savaşı, Ege ve Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarına ilişkin gerilimlerin iç politikaya yansımasıyla birlikte milli güvenlik noktasında önemli riskler yer alıyor.

Ülke genelinde ve komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler Türkiye’yi adeta diken üstünde tutuyor. Dış ve iç güvenlik konusunda önlemler artırılırken akıllara Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Terörsüz Türkiye sürecindeki, ‘’Huzura, barışa, kardeşliğe ve refaha atılan bu kapsamlı adımın başarıya ulaşmasıyla ülkemizin güvenliği daha da güçlenirken milletimizin ebedi kardeşliği de pekişmiş olacaktır.” sözleri dikkat çekiyor. Türkiye çevresinde yaşanan siyasi gerilimler kapsamında ülke içinde ‘tarihi adım’ olarak nitelendirilen Terörsüz Türkiye süreci devam ediyor.

Ülke genelinde yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin medya organlarına yansıma biçimi vatandaşın gündemini de doğrudan şekillendiriyor. Halk basın mensuplarından aldığı doğru ve güvenilir bilgiye ulaşarak kendi değerlendirmesini yapıyor.

Bu noktada, basın ve medya organlarının milli güvenlik alanındaki işlevi önem kazanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Özel Harekat, Emniyet Teşkilatı gibi güvenlik kurumlarımız, her biri kendi içinde faaliyetlerini büyük bir özveriyle yürütüyor. 

Ancak, bu kurumlar, ülke güvenliği ve toplumsal huzurun sağlanması konusunda belirli noktalarda basının gücüne ihtiyaç duyuyor. Yukarıda bahsettiğimiz halkın bilgilendirilmesi ile birlikte bu kurumların uluslar arası kamuoyunda yürütülen faaliyetlerin aktarılması takibinde de basının gücüne yine ihtiyaç duyduğu görülüyor. 

Basın, her alanda olduğu gibi güvenlik alanında da güçlü bir konumda olmalı, gelişmeleri kamuoyuna aktarmada hem dikkatli hem de sorumlu bir tutum sergilemelidir. 

Çünkü ortak payda belli: Türkiye’nin güvenliği ve milletimizin huzuru.

Yazarın Diğer Yazıları