Hilal Tekeoğlu

Ezilmeden o taşın maket olduğunu anla

Hilal Tekeoğlu

Herkese merhaba… Kısa bir aranın ardından yine sizlerle yazılarımı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Siyasetten geleneklere yapay zekadan Kayseri’ye odaklandığımız yazılarımda şimdiki durağımız biraz içsel yolculuk olacak.

Sizce neden hep çok kaygılı veya panik haldeyiz? Özellikle genç nesilde sıkça görülen panikatak ve anksiyete gençlerin yoluna çoğu zaman taş koyuyor. O gençler kendilerine ışık olabilecek bir öğretici ile karşılaştığı zaman hayat onlar için biraz daha görünür hale geliyor.

Bir döneme damga vuran Alacakaranlık serisinde bilek güreşi yapmak üzere vampir ve güçlü karakter kocaman bir kayayı bahçeye getirir. Filme böyle aktarılırken kamera arkasında kayanın aslında kocaman değil, elinde tuttuğu gerçekçi bir maket olduğunu anlarsınız.

Aslında gençlerin önündeki taş da tam olarak böyle bir taş. Bireyler bu taşı kendilerinin oluşturduğunun ilk zamanlar farkında olmuyor. Dolayısıyla onlara güçlü ve büyük gelen taşı yerinden kaldırsa kaldıramaz, üzerinden atlasa atlayamaz. Oysaki o taş koca bir maketten ibaret …

Bu noktada işin büyük bir kısmı gençlere düşerken, büyüklerinde  bu yolda göstericiliği önemli boyutta. Bizlerin önündeki taşın aslında maket olduğuna dair farkındalığımızı oluşturması gereken büyüklerimizin bize her zaman umut ve güvenle destek olması gerekiyor. Yol uzun, yolculuk bazen yorucu. Kimi zaman biri bize gösterse de o taşın maket olduğuna inanmayabiliyoruz.

Böyle zamanlarda büyüklerden görmek istediğimiz tek şey güven ve somut umut örnekleri… Çünkü geleceğin teminatı olarak nitelendirdiğimiz bu gençler açık ve dinamik bir zihne sahip.

Yazarın Diğer Yazıları