Geride bıraktığımız Salı günü, dünyanın dört bir yanında sitemiz dahil binlerce site aynı anda erişilemez hâle geldi. İlk etapta olayın ne olduğunu anlamlandırmaya çalışırken ilk müracaat ettiğimiz mecra tabii ki sosyal medya platformlarıydı…
Ancak belli bir süre sonra görüldü ki sosyal medya platformlarında da sorunlar yaşanıyordu. İşte tüm bunlar olurken acaba bir siber saldırı veya bakım çalışması mı var? Gibi ihtimaller veya farklı ihtimaller insanların akıllarına geldi. Lakin aslında olan şey alanında adeta tekelleşmiş bir firmadan kaynaklanıyordu.
Şimdi üzerine düşünülmesi gereken çok şey var. Şöyle ki her alanda olduğu gibi internette sitelerin, yazılımlarını, güvenliklerini, alt yapılarını veya verilerin depolanmasını sağlayan çok sayıda sistem ve bu sistemleri yöneten çok uluslu şirketler bulunuyor. Lakin bir firmanın çöküşü binlerce belki de milyonlarca siteyi görünmez ulaşılamaz kılıyor.
İnternet her zaman sınırsız ve özgürlüklerle dolu olarak tarif edilir. Elbette bu durum tartışmalıdır. Her şeyin bir sınırı vardır. Lakin hiçbir savunma internetin milyarlarca insanı birbirine bağladığını ve hayatın bütünleşmiş bir parçası olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Özellikle sosyal medyaya olan bağımlılık düzeyleri artık binlerce sayfalık araştırmalara konu olmaktadır.
Dikkat çeken noktalardan birisi ise bu çöküş sırasında çoğumuz site çöktü sanıp sayfayı yeniledik, modemi kapatıp açtık. İnternet sağlayıcımızı dahi aradık. Lakin suçu en son platformlara ve dolaylı olarak internete bulduk
Tüm bunları değerlendirdiğimde şu sonuca vardım. Aslında bağımsız ve merkezi bulunmuyor diye düşündüğümüz interneti çerçeveler içerisinde kullanıyoruz. İnternetin amiral gemilerine ulaşım sorunları yaşandığında adeta internet bitmiş, tükenmiş dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyoruz. Hepimiz çok uluslu iki elin parmağını geçmeyen şirketlerin oluşturduğu internet ortamının içerisinde bağımsızlık savaşı veriyoruz. Konuşulacak çok konu var. Lakin şimdilik esen kalın…