Hakan Çiftci

Kayserispor'da büyük pişmanlık!

Hakan Çiftci

Kayserispor, İstanbul’dan eli boş döndü!
Bu sonuca kimse kızmasın, hafta içinde de belirttiğimiz gibi İstanbul’dan 3 puanla dönmek çok zordu, belki beraberlik mi olur dedik, ama olmadı.
Maça iyi başlayan, rakibini tartan, bekleme oyununu tercih eden genellikle de 4-1-4-1 oyununu tercih eden bir Kayserispor izledik.
Maçın ilk 37 dakikalık bölümünde ne yaptığın bilen, rakibinin gücü ve eksiklerini kollayan bir Kayserispor vardı.

***

Bir anda ne olduysa oldu, geçtiğimiz sezon Galatasaray maçında bir benzerini yaşadığımızı Fenerbahçe karşısında da yaşadık ve 2 dakikada çözüldük.
Üst üste gelen goller Kayserispor’un tüm oyun düzenini bozdu, ama maçtan kopmayan bir takım izledik.
Maçın genelinde ev sahibi Fenerbahçe’nin üstünlüğü söz konusuydu, ama bizim attığımız 2 gol de gerçekten de çok güzel ve organize bir şekilde geldi, son dakikalarda Indrit Tuci ile bir pozisyon yakaladık, ama olmadı.

***

Yine bir milli ara öncesinde kaybedilen maça dikkat çekmek istiyorum.
Milli ara öncesinde futbolcuları maça motive etmek kadar zor bir şey yok.
Oyuncu bavulunu düşünüyor, ‘Hava alanına nasıl giderim, uçağı kaçırır mıyım’ gibi telaşlanıyor, tatil havasına giriliyor, ama hala buna bir çözüm bulamadık.
Yapılacak tek şey, 'Milli ara öncesinde izin yok, Kayseri’de yenileme antrenmanı var, sonrasında serbest’ diyerek bu problem çözülür.

***

Hep mi milli ara öncesinde aynı şeyler oluyor, evet çok nadir maçlar kazanılabiliyor, ama çoğu zaman bu konsantrasyon bozukluğu Kayserispor’a ağır bedeller ödetiyor.
Maçta da zaten bir anlık konsantrasyon bozukluğu yaşamadık mı?
Maça iyi başlayan, rakibini ölçen, biçen, ne yaptığını bilen, rakibi iyi analiz etmiş bir takım görüntüsü verdik.
Biranda 2 dakikada üst üste 2 gol yedik ve umutla gittiğimiz İstanbul’dan eli boş ayrılmak durumunda kaldık.

***

Böylesi bir atmosferden galibiyetle ayrılmak çok zor, hele ki Galatasaray’ın ve Trabzonspor’un puan kaybettiği bir haftada Fenerbahçe çok iyi motive oldu.
Bu yenilgi asla ölçü olmamalı, ‘0’ yazacağız ve tamamen kendi evimizde oynayacağımız Gaziantep FK maçına odaklanacağız.
Hocamızın kırmızı karttan dolayı yedek kulübesinde olmamasının da sıkıntısını çektik.
Rakip kaleye gittiğimizde gol atabileceğimizi gördük, umudumuz arttı. (Güzel tarafından bakalım)

***

Ligin henüz 3’te birlik kısmını geride bıraktık, makas çok açılmadı, hala umudumuz var, özellikle de Radomir Djalavic’in oyuncular üzerindeki etkisiyle pes etmek yok.
Tamam belki ligin en çok gol yiyen takımıyız, belki en az gol atan takımıyız, ama Kasımpaşa ve bu maçta pes etmeyen, cesur futbolla herkesin beğenisini kazanan bir Kayserispor izliyoruz.
Yenildik, ama oyunu çirkinleştirmeyen, hakeme rağmen oynamaya çalışan, sahada varını yoğunu ortaya koyan bir Kayserispor izlemek bize umut verdi. (Hakemi kutluyorum, rakibini 12 kişi oynattı)

***

Skordan ziyade sürekli kazanmak için çabalayan bir takım, evinde Gaziantep FK engelini kayıpsız geçerse yeniden havaya girebilir.
Üzülmeyeceğiz, ders çıkaracağız ve önümüze bakacağız.
Ligin en kırılgan takımı olduğumuzu söylemeye gerek var mı bilemiyorum, ama herkes elinden geleni yapıyor. (Bu Gisdol'un suçu)
Kayserispor’un Radomir Djalovic ile birlikte güçlendiği, oyun isteğinin oluştuğunu görmek mümkün.

***

Markus Gisdol gidince takımda inanılmaz bir istek, arzu ve çıkış var, sadece şansımız yok.
Eğer Kasımpaşa maçı sonrasında Fenerbahçe değil de rakibimiz olan bir takım olsaydı çok daha iyi olurdu.
Bu takımda orta sahada Youssef Ait Bennasser’in hazır olmadan oynatılması bize eksi yazdı, keşke Dorukhan Toköz ile başlansaydı, daha iyi olurdu.
Bennasser, çok iyi ve çok kaliteli bir ayağa sahip, ama hazır değil, gereksiz ısrar takımı eksik oynatıyor.

***

Aaron Opoku, Kayseri’de berbat, deplasmanlarda çok iyi oynuyor, araştırılmalı, motivasyonunun artması için çaba gösterilmeli.
Burak Kapacak’ın sağ beke monte edilmesi, Ramazan Civelek’in de sağ bekten kurtulması gerekiyor, Ramazan pozisyon bilgisinin zayıf olmasından dolayı bazen ne yaptığını bilmiyor, profesyonel bir futbolcuya yakışmayan enteresan gel git bir futbol oynuyor.
Joao Mendes’in yokluğunu aramadık değil, maç öncesinde ısınırken yaşadığı sakatlık hocanın elini zayıflattı, Portekizli tam kendine geldi derken, böylesine önemli bir maçta ne yazık ki oynayamadı.
Velhasıl kelam, çok iyi oynamadık, çok kötü de oynamadık, ama çok iyi mücadele ettik, gücümüz nispetinde cesur bir futbolla 12. Haftayı bitirdik.

Yazarın Diğer Yazıları