Kayserispor’u yazacağım, ama öncesinde sosyal medyada karşıma çıkan güzel bir sözü de günün anlamı ve önemine göre yazmak içimden geldi.
‘Çıkarı olan güler, çıkarı biten küser’
Detaylara yazının sonunda girmek üzere, önce maç, ardından da Antalya gözlemlerini değerlendireceğim siz değerli okuyucularımıza!
Kayserispor’un öncelikle Antalyaspor deplasmanında altın değerinde 1 puan aldığını söylemek isterim.
***
Kayserispor, öylesine kötü bir oyun oynadı ki, ‘Bu takım düşer mi kalır mı?’ sorusunun yanıtını sahada verdi!
Perşembenin gelişi Çarşambadan belli oldu, çok yazdık, çizdik, ama anlatamadık.
Şehrin en büyük marka değerinin bu hallere düşeceğini tahmin etmek çok zor değildi.
Yapılanlar, yapılacakların teminatı oldu bir nebze! Ama bir farkla…
***
Ancak, geçtiğimiz sezon sevgili MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un inanılmaz mücadelesi sonucu bu takım tarihi bir başarıya imza atarak kümede kaldı.
Başarı da başarısızlık da kesinlikle tesadüf değil, bunu her zaman söyleriz.
Yazımın başından da anlaşılacağı üzere Markus Gisdol’a gelene kadar yapılan ya da yapılmayan bir dünya iyi ve yanlış işi konuşmak lazım aslında.
İyi futbol, iyi futbolcularla oynanır, bu futbolun en büyük değişmezi!
***
Başarı istiyorsanız, kesinlikle malzemeniz iyi olmalı, kötü malzemeden iyi iş çıkmaz!
Geçtiğimiz sezon Sergej Jakirovic ile inanılmaz rüya gibi bir ikinci yarı izledik, ‘Sümelanın şifresini’ çözmüştük, ancak yine macera aradık ve başa döndük.
İyi giden bir şeyi insan neden değiştirir ki?
900 bin Euro alan Sergej Jakirovic, 1.8 Milyon Euro istemiş çok muydu?
***
Geçtiğimiz sezon onlarca kez yazdım, yinelemekte fayda var, bu adam gelmeden önce deseydi ki, ‘Ben 16 puanlı takımı, kümede bırakacağım, 2 milyon Euro yani, yaklaşık 50 milyon TL istiyorum. Bakın futbolcunuzun biri kaçmış, biri diğerini dövmüş, bazıları antrenmana çıkmam diyor, 4 aydır maaşlar dönmemiş, sakatlarınız çok, 12 futbolcu var, diğerleri tamamen genç ve tecrübesiz, transfer yasağınız var. Ben bu takımı kümede bırakırım, kabul ediyor musunuz bu teklifi’ deseydi, kim yok derdi?
Demez miydik, ‘Yahu hocam, ne 2 Milyon Euro’yu, sana 3’te verelim 4 de’ demez miydik?
Evet, böyle bir adamı neden 900 bin Euro’ya kaybettik?
Kayra Cihan, henüz 17 yaşında, U17’de bile şans bulamazken, bu adam çıkarıp, parlatmadı mı? Bu satlsa 900 bin Euro katlanır kasaya geri dönmez mi uzun süreçte?
***
Mehmet Eray Özbek’e, Talha Sarıarslan’a, Nurettin Korkmaz’a, Kayra Cihan’a bu kadar değer veren, Sergej Jakirovic’i öyle ya da böyle kaybettik, arkasından yas tutmanın bir anlamı yok artık, ama bu iş, Markus Gisdol ile olmaz gibi duruyor, onu da yazalım bir tarafa!
Ancak, Gisdol’a verdik mi iyi malzeme? Hayır!
Ama, Sergej Jakirovic, aynı şartlarda olsaydı, bu takımın şu an en az 7 puanı daha olurdu. Arada kocaman bir fark var, geçtiğimiz gün de yazdım
Gisdol’a gelene kadar bir dünya yanlış da yapılmadı değil.
***
Takımın en iyi, en istikrarlı, lideri, en iyi savunmacısı, en iyi hücumcularından biri olan Gökhan Sazdağı’nı neden satarsınız ki?
Satılma sürecini çok iyi biliyorum, belki iyi de oldu, gerekiyordu, kasaya para da girdi, ancak bu kadar az bir fiyata da satılmasını kimse kabul etmedi.
Gisdol değil, bunu Sergej Jakirovic de istemezdi, ama madem satılıyor, yerini doldurmak için hamle yapılmaz mıydı? (Muhammed Türkmen yanıt versin)
Ramazan ivelek elinden geleni yapıyor, Burak Kapacak da hakeza, ama bu iki oyuncudan da Gökhan gibi bir sağ bek çıkmaz! (Bu oyuncuların suçu yok?)
***
Kayserispor’da planlama yanlış yapıldı, transferler çok geç geldi, tahta mecburiyetten dolayı geç açıldı, geçtiğimiz sezon oynamayan, sakatlık geçiren, ancak geçmişine güvenilerek bir dünya adam alındı.
Toplamda 13 transfer yapıldı, aralarında üst düzey olanlar da var, ancak ayağımızı yorganımıza göre neden uzatmadık?
13 yerine 5-6 alsaydık kim ne derdi bize? Kim bizi iayıplardı? Bazılarına bonservis verseydik, daha kaliteli, geçtiğimiz sezon oynayan oyuncular gelseydi kim kızardı bize? Gençlere şans doğmaz mışdı?
Burada Gisdol en masumu gibi duruyor, ancak o da Mehmet Eray Özbek’e, Baran Ali Gezek'e Talha Sarıarslan’a, Nurettin Korkmaz’a ve Arif Kocaman’a neden pozitif bakmıyor? Neden bu oyuncuların üstünü çiziyor? Onu da sorgulamak elzem hale geldi.
***
Maça tutuk başladık, Stefano Denswil 5. Dakikada kritik müdahaleye yapmasaydı, belki de 5-0 gibi ağır bir yenilgiyle de dönebilirdik!
Ne oynadığını bilmeyen, sistem var mı yok mu diye tartışılan, son 15-20 dakika kala doldur boşalta dönerek, defansta risk alıp, 1 puanı kurtaran bir Kayserispor izledik.
Allah’tan ki, rakiplerimiz çok kötü, bir Gençlerbirliği, Eyüpspor, Kocaelispor, Çaykur Rizespor ve Karagümrük var, yoksa şu an dibi boylamıştık.
Bir maç eksikle 5 haftada 1 yenilgi, 4 beraberlik aldık, geçtiğimiz hafta da demiştik ya, ‘1-1 puan mı topluyoruz, 1-1 eriyor muyuz’ diye, yine aynı yere döndük.
***
Bu kötü futbola 1 puan, 3 puan kadar değerli, moral bozmayalım, kapasitemiz bu kadar (Artacak eminim), ama emin olun birkaç hafta sonra çıkış başlar, ama bazı şeyler değişmeli, futbolcuların maaşları vb. gibi durumlar söz konusu, hep mi hırsız suçlu?
Joao Mendes’e ve Baki Ersoy’a güveniyorum, bu takım bu kadar kötü bir ligde kümede kalır, yeter ki, yönetimsel anlamda bazı sıkıntıları çözelim, düzenli ödemeleri yapalım, bakın bakalım, neler değişiyor? (Beşiktaş maçına özel prim verelim)
Aynı yönetim, ama eskisi kadar ekonomik olarak destek vermeyen bir yapı var, futbolda ekonomi kadar önemli bir şey yok, o motivasyonu sağlansanız kazanır, sağlamazsanız da kaybedersiniz.
Başkan Nurettin Açıkalın, maçta yerinde duramadı, büyük bir heyecanla maçı izledi, geçtiğimiz sezona yaptığı ödemelerle ve rekor primlerle damga vuran Açıkalın’ın bu gayretinin sonu İnşallah iyi olur.
***
Biz de Nejdet Kala ağabey ve Samet Aydın Sun kardeşimizle birlikte gittik, sağ olsunlar başta Nurettin Açıkalın, Asbaşkan Erkut Yurdemi güler yüzle karşıladı bizleri, hoş geldiniz dendi, nasıl gelip gittiğimiz soruldu, ilgi ve alaka çok iyiydi, eksik olmasınlar.
Konya ardından da Antalya yolculuğumuz çok keyifli ve çok şükür kazasız gerçekleşti, son dakika gelen golle teselli mutluluğumuz oldu, Baki Ersoy vekili dinleyin, o ne diyorsa, eninde sonunda çıkıyor, sabırlı olalım, uyum sorunu biterse, kondisyon artarsa ve paralar zamanında ödenirse bu takım kümede kalır, yoksa yazının başında dediğim gibi perşembenin gelişi çarşambadan belli olur hesabı olur, Allah’a emanet olun.