Hakan Çiftci

Çay koyun Kayserispor için konuşacaklarımız var…

Hakan Çiftci

Kayserispor, son derece önemli 3 puanı hanesine yazdırarak herkese derin bir ‘Oh’ çektirdi.
Bu maç öncesinde takımın galibiyet alacağını söylemiş, ama kolay geçmeyeceğinden de bahsetmiştim.
Eğer Çaykur Rizespor, bir önceki hafta sonu Fenerbahçe’ye mağlup etmiş olsaydı, o zaman bu galibiyet gelmeyebilirdi.
Maça iyi başlayan, ama üretkenlik anlamında kısır bir Kayserispor izledik, daha iyisi olmalıydı, bu kadar kötü Rize'yi bulmak şanstı.

***

Miguel Cardoso dışında gol koklayan, teşebbüs eden bir futbolcumuz yoktu, sanki 1 puan bize yeter mantığıyla oynadık.
Belki de takımın en etkisiz görünen futbolcusu Laszlo Benes, öylesine akıl dolu bir gol attı ki, kendimize geldik.
Bu galibiyet, 3 puandan çok daha öte oldu.
Galibiyet olmamış olsaydı, takımın modu daha da düşer ve devre arasına kadar ümitlerimiz azalırdı.

***

Laszlo Benes, Kocaelispor ve Antalyaspor maçından sonra yine sahneye çıktı ve Kayserispor’un 239 günlük galibiyet hasreti sona erdi.
En son 4 Nisan’da Adana Demirspor’u 2-0 mağlup etmiştik.
Bu maçta rakip Çaykur Rizespor’daki yönetim ve teknik heyetteki sıkıntılar bizim işimize yaradı.
Kayserispor’un kazandığını Rizeliler bile istedi.

***

İlhan Palut, Rizeli taraftarlar tarafından istenmeyen adam ilan edilmiş, biz bunu avantaja çevirdik.
Rakibimiz galibiyet için çok fazla şey yapmadı, ancak biz golü attıktan sonra psikolojik olarak geriye yaslandık, son dakikalarda da yüreğimiz ağzımıza geldi.
Maçın öyküsünde başkan Nurettin Açıkalın’ın önemli hamleleri işe yaradı.
Kayserispor’da kişi başına 250 bin TL pirim vaadedilmişti, bu da futbolcuların motivasyonunu artırdı.

***

Bu primlerin çok yüksek olduğunun altını çizmekte yarar var, galibiyet güzel, ama her maçta bu kadar para verilirse sürdürülebilir yapıda sıkıntı çıkma ihtimali var. (Sezon başında bu kadar para transferlere verilseydi, bu kadar fazla harcanmazdı)
Yoksa futbolcu kardeşlerimizi bu parayı sonuna kadar hak etti, onda sıkıntı yok, ama kulübün içinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Takım galip geldi, TFF’den 9 milyon para geliyor, ancak borçlara gittiğinden dolayı iş yine başkan Nurettin Açıkalın’a kalıyor.
Toplamda 10 milyon TL’ye yakın prim çıktı, Allah Nurettin Açıkalın’a ve yönetimine yardım etsin.

***

Başkanın takımın maç kazanmasının sevinci belki de 10-15 dakika sürüyor.
Aynısını sevgili Berna Gözbaşı başkan da sürekli dile getiriyordu.
Ama, 250 bin TL prim, TFF’den gelmeyen para ve futbolcu maaşları, SGK, vergi vb. deplasman giderlerini göz önünde bulundurduğumuzda iş başka yerlere gidiyor.
Tamam prim verilmezse olmuyor, ama mebla çok yüksek, buna bir ayar verilmesi gerekiyor.

***

Diğer yandan takımın son derece istekli ve mücadele gücü yüksek bir maç çıkardığını gördük.
Rakip Çaykur Rizespor’un da etkisiz olduğu bir maçı 1-0 kazanarak, hayati 3 puan aldık.
Bu maçın kahramanı bence Kapalı Kale oldu.
Kapalı Kale’den sonra da Radomir Djalovic ve Laszlo Benes’e yazar 3 puan.

***

Karadağlı teknik adam, öncelikle Majid Hosseini’nin yokluğunu Youssef Ait Bennasser ile doldurdu.
Şu ana kadar oynanan 14 maçı 10’unda basit defans hatalarından dolayı kaybettik.
Eğer sezon başında biraz daha dikkatli olunsaydı, planlama ve kadro mühendisliği yapılmış olsaydı, emin olun 20 puandaydık.
Artık olmuşa çare yok, ama en azından devre arasında nokta atışı transferlerle bu işi kurtarabiliriz ki, inşallah kümede kalacağız.

***

Geçtiğimiz sezon da çok kez söyledik, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, rakiplerini ne yaptığına bakıp zaman ve moral kaybetmenin bize zerre katkısı olmaz. (Bu sezon da aynı şekilde olacak)
Youssef Ait Bennasser’den orijinal bir defans olmayacağı da aşikar, Majid Hosseini efendiye de bel bağlamak çok abartı olur, artık yerli mi yoksa yabancı mı kim olursa sağ beke, stopere ve 6 numarayla 9 numara pozisyonuna çok kaliteli isimleri transfer yapmalıyız.
Gerek German Onugkha gerekse de Indrit Tuci’nin de uzun lig maratonunda bu yükü taşıyamayacağı aşikar.
Kötü değiller, ama seviyeleri düşük, yeterli pas almamasının rolü de büyük, bunun yanı sıra kısa boylu, pırpır, fuleli, yani Mario Gavranovic tarzı bitirici bir golcü de alınmalı.

***

Bu yapılması gereken 4 oyuncu hem rekabeti artırır hem de katkı sağlar, ama hazır oyuncu almak gerekiyor, yoksa Youssef Ait Bennasser gibi çok kaliteli olmasına rağmen maç ve antrenman eksiği bulunan, kondisyonu zayıf, oynamamış futbolcu bize zaman kaybettirir.
Bu tarz futbolcuları bulmak da çok zor, ama en azından sezon sonuna kadar kiralama yöntemiyle tranfser yapılabilir, yapılmalı, yoksa ne Ramazan Civelek’e ne Burak Kapacak’a ne Majid Hosseini’ye ne German Onugkha’ya ne Youssef Ait Bennasser’e güvenerek bu iş olmaz.
Gidenlerden bir tek Joseph Attamah kalsaydı, işe yarardı, onun dışındakilerin şu an oynadıkları yerlere baktığımızda yönetimin nasıl bir doğru karar verdiği ortada.
Olayı transfere bağlamamak gerekiyor, kimse takım başarısız olsun diye yola çıkmaz, ama daha nokta atışı transferler yaparsak, sezon sonunda gülen taraf biz oluruz.

***

Bizim için lig yeni başladı, gerek Eyüpspor, gerek Alanyaspor gerekse de Konyaspor maçlarından en az 7 puan alırsak ki alırız, o zaman ikinci yarı için umutla bakarız.
Geçen sezon bu hafta itibariyle 12 puanımız vardı, umutlar azdı, ama yönetim, teknik heyet ve takımdaki problemler yüzünden 16 puanda takılı kalmıştık.
Bu sezon daha tecrübeliyiz, sevgili MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un büyük desteğiyle imkansızı başararak bu kulüp ayakta duruyor.
Ersoy’un Nurettin Açıkalın’ı ikna etmesi, taraftarların inanılmaz desteği, Sergej Jakirovic’in kıvrak zekası ve ödenen 450 milyonluk parayla ligde kaldık. (Bu sezon da kalacağız, yeter ki inancımızı yitirmeyelim)

***

Baki Ersoy olmasaydı, takım şu an TFF 1. Lig’de düşmeyi garantilemiş bir şekilde kaderine terk edilmiş durumda olurdu.
Baki Ersoy, bu işi biliyor, devre arasında da ne gerekiyorsa Nurettin Başkan ve şehrin ileri gelenleriyle bu takım desteklenerek, ikinci yarıya bomba gibi bir giriş yapacaktır, bundan eminim.
Belki Beşiktaş ile başlamak dezavantaj, bunun yanı sıra hemen ardından 20. Hafta Galatasaray deplasmanına çıkacağız, ancak sezon başındaki Gisdol’un beceriksizliğiyle değil de, Radomir Djalovic gibi işinin aşığı bir teknik direktörle şaha kalkacağız.
Yazımın başında dediğim gibi Allah Baki Ersoy’a, Nurettin Açıkalın’a ve Kayserispor yönetimine yardım etsin, bu paraları bulmak, vermek ve yönetmek çok zor.

Yazarın Diğer Yazıları