Siz mutlu olmak için ekstra çaba sarf ediyor musunuz? Belki de farkında olmadan her gün bunun için mücadele veriyorsunuz. Sabah işe giderken dinlediğiniz motive edici podcast, sosyal medyada karşınıza çıkan “gülümsemeyi unutma” paylaşımları ya da “pozitif düşün” temalı içerikler…
Artık insanlar yalnızca mutlu olmak istemiyor; mutlu görünmek zorunda hissediyor. Sosyal medyada sürekli neşeli görünmek, üzülmemek, yorulmamak, hayata hep güçlü ve pozitif bakmak neredeyse bir toplumsal norm haline geldi.
Bu ısrarlı pozitiflik, insanı iyileştirmek yerine içten içe yoran bir baskıya dönüşüyor.
Hüzün, öfke, kaygı, kırgınlık gibi duygular da en az mutluluk kadar insana aittir. Fakat modern toplum, bu duyguları istenmeyen hale getirdi. Mutsuz olduğunu dile getiren biri, hemen negatif ya da karamsar olarak etiketleniyor.
Mutluluk endüstrisi bu zayıf noktayı çok iyi biliyor. Kişisel gelişim kitapları, motive edici konuşmalar, online eğitimler, meditasyon uygulamaları… Hepsi bir iyi hissetme pazarı yaratıyor. Ancak insanın ruh hali satın alınabilir bir şey değildir. Her sabah aynı sözleri tekrar etmek, bir kitabın cümlelerini ezberlemek ya da bir uygulamanın yönlendirmesiyle nefes almak, gerçek huzurun yerini doldurmaz.
Her duyguyu kabul etmemiz lazım… Kırıldığında susmamak, yorulduğunda dinlenmek, üzülmekten utanmamaktır.
insan olmak gülmek kadar ağlamayı da bilmek, bazen güçlü ama bazen de savunmasız olabilmektir.
her zaman pozitif olmalısın diyen sözleri susturun ve kendi iç sesinizi dinleyin. Göreceksiniz o zaman mutluluk artık hayatınızdan bir hedef olmaktan çıkar.
