Ecem Yaman

Mekan, beden ve toplum

Ecem Yaman

Richard Sennett’in Ten ve Taş, Batı Uygarlığında Beden ve Şehir kitabını okurken, mekân ve insan ilişkisini bu denli derinlemesine, kapsamlı ve özgün biçimde ele almasını çok etkileyici buldum.

mekânın fiziksel yapısının ötesinde, sosyal ilişkiler, kültürel normlar ve bireylerin bedensel deneyimleri ile nasıl iç içe geçtiğini derinlemesine irdeleyen önemli bir çalışmadır. 

Batı uygarlığının farklı şehirlerini tarihsel dönemler boyunca inceleyerek kentlerin mimari ve sosyal düzenlemelerinin insanların yaşam biçimleri ve toplumsal etkileşimleri üzerindeki etkisini anlatıyor.

Kitapta mekanlar salt bir fiziksel alan olmaktan çıkarılıyor ve onu toplumsal dinamiklerin somutlaşması olarak anlatıyorç Bu perspektiften bakıldığında, bir şehrin sokakları, meydanları, binaları ve kamusal alanları, orada yaşayan bireylerin kültürel değerlerini, iktidar ilişkilerini ve sosyal hiyerarşilerini yansıtan aynalar haline gelir. Örneğin, Antik Atina’da kamusal alanlarda çıplak bedenlerin sergilenmesi, özgür yurttaşların sosyal statüsünü ve demokratik katılımını simgelerken, Orta Çağ Paris’inde dini yapıların ve sosyal sınıfların mekân üzerindeki belirleyici etkisi açıkça görülür. 

Ayrıca modern kentlerin tasarımında güvenlik ve mahremiyet kaygılarının ön plana çıktığı vurgulanıyor. Günümüzde kamusal alanların giderek daha denetimli ve izole hale gelmesi, bireylerin sosyal etkileşimlerini kısıtlıyor toplumsal bağların zayıflamasına neden oluyor. Yazarın tespitine göre modern kent planlamasının bireyin bedenini ve özgürlüğünü sınırlandırdığı yönündedir. Bu durum kentlerin yalnızca fiziksel değil, sosyal ve psikolojik yapılarının da yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları