Ecem Yaman

Haber yerine his satın alıyoruz

Ecem Yaman

Sabah gözümüzü açtığımız anda telefona bakıyoruz. Bildirimler, manşetler, son dakika gelişmeleri… Hepsi birbiriyle yarış halinde. Ama artık haberi bilgi almaktan ziyade bir şey hissetmek için açıyoruz. 

Kimimiz öfkelenmek, kimimiz üzülmek, kimimiz de kendini haklı hissetmek istiyor. Aslında haber değil, his satın alıyoruz.

Gazetecilikte amaç, ne olduyu anlatmaktı. Şimdi ise nasıl hissettirdi daha çok önem taşıyor. Manşetlere bakın mesela “Yürek burkan görüntüler”, “Tepkiler çığ gibi”, “Sosyal medyada infial”… 

Bilgi ikinci planda duygular ön sırada. Haberin doğruluğu ya da bağlamı çoğu zaman önemini yitiriyor yeter ki bir duyguyu harekete geçirsin. Çünkü artık izleyici öğrenmek istemiyor hissetmek istiyor.

Sosyal medya algoritmaları, insanın reflekslerini çok iyi biliyor. Öfke, korku, merhamet ve hayranlık…

Bu duyguların etkileşimi arttırdığını ölçüyor ve önümüze tam da bunu getiriyor. Bir haberi değil, bir hissi tüketiyoruz. 

Görseli güçlü, cümlesi kışkırtıcıysa ne anlattığı artık pek önemli değil. 

Hal böyle olunca gazetecilik de duygularla yarışır hale geldi. Tarafsızlık yerini hikâye anlatıcılığına bıraktı. Herkesin kendi haklısı kendi mağduru kendi kahramanı var. Okur izleyici ya da takipçi fark etmiyor herkes kendi hissine uygun haberi seçiyor. Gerçek artık herkesin duygusuna göre şekil alan esnek bir yapıya büründü.

Böyle bir ortamda bilgiye ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay ama gerçeğe ulaşmak bir o kadar zor oldu sanki. Hatta kimi zaman öfke duymadığımız bir olay trend olana kadar fark etmiyoruz bile. Sanki bir duygu enjekte ediliyor bize… Hiç fark etmediniz mi?

Duygular tabiki de kötü değil. İnsan olmanın en doğal parçası. Am bu bir gerçek ki hissetmek yerine hissettiğimiz şeyi gerçek sanıyoruz. Bu durum toplumun sağlıklı düşünme biçimini etkiliyor.

Bugün bir haberin yankısı doğruluğundan çok ne kadar duygu uyandırdığıyla ölçülüyor. Hepsi duygusal bir hedef gözetiyor. Gazeteci artık izleyicinin ruh halini yöneten bir figür… 

Gerçek sessizdir. Ama çağımız sessiz olana tahammül edemiyor. Gürültü, dikkat çekiyor.
En iyisi siz duygularınızı doğru yere koyun.

Yazarın Diğer Yazıları