Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kayseri’deki toplantılarını uzun süredir takip ederim. Kim konuşuyor, ne söylüyor, nasıl bir dil kullanıyor bunlara özellikle dikkat ederim. O sözlerin nasıl söylendiği, hangi ciddiyetle sunulduğu ve ne kadar karşılık bulduğu da en az söylenen söz kadar önemlidir.
Feyzullah Keskin’in il başkanı olduğu dönemde bu toplantıları yakından izlerdim. Bunun nedeni bir ismi savunmak değil kesinlikle ortaya konan duruştu. Feyzullah Keskin’in bir tarzı vardı. Basın toplantılarına tam saatinde gelir, bir metne bağlı kalmadan konuşurdu. Yüksek bir ses tonuyla, net ve iddialı cümleler kurardı. Ne söylediğini bilen, söylediğinin arkasında duran bir görüntü verirdi. Toplantı bittiğinde ise basın mensuplarına mutlaka soru hakkı tanınırdı. Gelen sorular geçiştirilmez profesyonel bir şekilde yanıtlanırdı. Bu ciddiyetin göstergesiydi.
Dün ise o toplantılardaki disiplinin ve düzenin eksikliğini net bir şekilde gördüm.
20 Ekim’de yapılan seçimlerin ardından il başkanlığı görevine Ümit Özer’in gelmesiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Ümit Özer’in düzenlediği basın toplantısına katıldım ilk defa.
Toplantı belirtilen saatinde başlamadı. Ümit Özer konuşmaya başladığında ise söylediklerini duymakta zorlandık. Mesajın içeriği ne kadar doğru olursa olsun, aktarım zayıfsa etkisi de zayıf olur.
Gözlerimiz ister istemez 20 Ekimde kaybolan bir düzeni aradı.
