Hes Kablo Kayserispor, covid-19 dönüşü belki de en rahat kazanacağı maçı Fenerbahçe’ye adeta kendi eliyle hediye ederek işini mucizelere bıraktı.
Üç puan rakibe hediye edilirken bu kulübün yarını bu kulübün geleceği de ateşe atıldı.
Covid-19 salgını nedeniyle lige uzun ara verildi. Futbolcular hayatlarında ilk kez bu kadar futboldan uzak kaldılar.
Sadece fiziksel değil psikolojik olarak yıpranılan, futbolun geri planda kaldığı bir dönem geçirdiler.
Herkesin mazereti aynı ama bunlar geride kaldı ve lige start verildi.
Aklı kupada olan, Hes Kablo Kayserispor karşısına adeta hazırlık maçı düşüncesiyle çıkan, pandemi öncesi sezonu kapatan Fenerbahçe’nin bütün aklı, fikri, benliği kupada iken bu fırsatı kaçırmak için saçmalıklar, aptallıklar yapmak gerekirdi ve takımda bunu yaptı.
PROSİNECKİ SEYRETTİ!
Kenar yönetimlerinin maçlara etkisi yüzde 15 civarıdır. Bir hamle, sahaya sürülen kadro oyuncu seçimi, taktik, rakibin eksilerine, artılarına yönelik yapılan bir hamle maçı ya size çevirir ya da kaybettirir.
Prosinecki, daha maçın başında eksik kalan Fenerbahçe karşısında beklenen hamleyi yapmadı.
Sol tarafı bekte Deniz Türüç, stoperde Falette gibi belkide bu ligin en ağır iki adamına teslim eden, önlerinde geriye dönmeyen Rodrigues’i oynatan Fenerbahçe karşısında burada maçı kazanmaya yönelik hamle yapmazsan sonucuna da katlanırsın.
Prosienecki, bütün planlarını tamamen rakibi durdurayım, rakibi orta alana sıkıştırayım, topa sahip olayım, kanatlardan gelmelerini önleyim, gol bulabilirsem ne ala üzerine yapmış.
Lung’un ilk yarının sonlarına doğru yaptığı iki kritik kurtarış, devamında iki topun direkten dönmesi tamamen şans faktörünün yanımızda olmasındandı. Yoksa devre biterken uzatmalarda maça havlu atabilirdik.
Prosinecki, daldı gitti o dalıp gittikçe, öndeyim psikolojisine kapılınca kazanılacak maç kaybedildi.
En iyi savunma hucüm yapmaktır. Topu kendi ceza sahanızdan ne kadar uzak tutarsanız o kadar sizin için avantajdır.
Aklı-fikri kupada olan Fenerbahçe karşısında planlar ne olursa olsun kazanacağım üzerine yapılsaydı ve ona göre hamle yapılıp, rakibin solundan araya arkaya adam kaçırma, çizgiye inmeler yapılsa fişi erken çeker son dakikalarda maç kaybedilmezdi.
Elinde Enver Cenk Şahin varken Mario Situm varken kenarda Hasan Hüseyin’i oynatıyorsan kusura bakma ama Prosinecki de kafa olarak bitmişsin demektir.
KAZANDIK PSİKOLOJİSİ KAYBETTİRDİ
Maçın son bölümlerine kadar Fenerbahçe kazanmak için hamle yapmadı, risk almadı, ya da Kayserispor oyunun kontrolünü bırakmayarak maçı elinde tuttu.
80.dakikaya kadar oluşan psikolojik tablo oyuncularda sanırım rahatlamaya, kazandık düşüncesine yöneltti ki bu da pahalıya mal oldu.
Emre Belözoğlu’nun girişi, orta alanı ileriye taşıması, dönen topları alması, Mensah’ın Gustavo’ya kaptırdığı topta adeta yürüyerek adam eksiltmesi kazanılan denilen maçın kaybedilmesine sebep oldu.
Emre Belözoğlu ceza yayı çevresinde üç kez topla buluştu, biri penaltı oldu biri Gustavo’nun golünün asistine sebep oldu diğerinde ise Tolga topu kaleye vuramadı.
40 yaşına gelmiş bir oyuncu 10 dakikada üç pozisyon üretip, ikisinin gole sonuçlanmasına sebep oluyorsa bunu kenardan izleyen Kayserispor kenar yönetiminin maçla ne kadar alakalı olduğunun göstergesidir.
Beraberlik golünü yemişken topu adeta yine rakibe bırakıp ikinci golü yemek ligde bulunduğunuz yerin açık göstergesidir.
O günü o şartlarda Hes Kablo Kayserispor’un yerinde hangi takım olursa olsun Fenerbahçe’yi rahat yener hatta fark bile atabilirdi.
ZAYIF HALKAYIZ
Covid-19 salgını dönüşü alınan sonuçlar, ortaya konulan mücadelelere, oyuncuların işi sahiplenip, kenar yönetimlerin maça etkilerine baktığımızda en zayıf halkalardan birinin Hes Kablo Kayserispor olduğu net görüldü.
Kayserispor, Ankaragücü, Malatya şuanda görüntüleriyle en zayıf halkalar.
Gelinen nokta sezon başından bu yana gelen sürecin göstergesi olsa da sonrada göreve gelen yönetim, göreve gelen teknik heyet, alınan oyuncularla farklı noktada olunabilirdi.
Birçok fırsat geçti ele hala da kurtuluş için fırsat var ama Fenerbahçe maçındaki görüntüyle, düşünceyle bu iş olmaz.
Kurtuluş için kazanmak şart bunu birilerinin Psosinecki’ye, ekibine, oyunculara hatırlatması hazım.
Gençlerbirliği maçı kurtuluş yolunda son fırsat beyler haberiniz olsun!..