Buket Didem Ulu

Kırık ayna

Buket Didem Ulu

Herkesin sadece kendini haklı gördüğü, aynaya bakmayı unuttuğu bir dönemin içinden sessizce geçiyoruz. Yıllardır kırık aynalarda, kendimizi görmeye çalışıyoruz.

Kanaatimce bireysel değil toplum olarak tam ve bütün olan bir aynayı yere düşürmüş gibiyiz. Toplamaya ya da birleştirmeye çalışmak yerine olanı kabul ederek kırık aynalarda kendimizi bulmaya çalışıyoruz.

Kimimiz sadece kendi yansımasına bakıyor, kimimiz ise kendi kırık aynasından başkasının hatasını görerek onu büyütmeye odaklanıyor. Sonuç olarak kimse kırık aynayı bir araya getirmek için bir çaba göstermiyor…

Tartışmalar, ikna etme çabasından ziyade haklı çıkma tutkusuna dönüştü. Sosyal hayatta, sokakta, iş yerinde, sosyal medya da… Herkes herkesle konuşuyor, ama kimse kimseyi dinlemiyor. Herkes kırık aynalarda parmakla birbirini gösteriyor ama kimse kendi yansımasına bakıyor mu? Bilemiyorum.

Bu konuya kendimden yola çıkarak değinmek istedim. Kırık aynalarla oluşturduğum konfor alanımdan çıkış sebebim için teşekkür ederek başladım önce… Sonra da bu yazıyı kaleme alıp herkesin bir dönüp kendine bakmasını istedim. Kırık aynalar için başkalarını suçluyoruz sürekli ama hiç dönüp de kendimize ‘Senin buradaki rolün ne?’ sorusunu yöneltmedik. Çünkü kendi payımıza düşen çatlağa dokunmaktan korktuk. ‘Kimin kırdığını konuşmaktan, ‘Nasıl onarırız’ sorusuna geçemedik.

Belki de artık kırık aynaları çöpe atma zamanı geldi. Kendimizin veya birbirimizin yüzünde kendi yansımamızı görebildiğimiz o günlere, o eski netliğe geri dönüş zamanı geldi. Belki de o zaman kendimizi ilk kez tam ve bütün bir halde göreceğiz. Eksikleriyle, yaralarıyla ama sonunda bir arada…

Yazarın Diğer Yazıları