Buket Didem Ulu

Kayseri'nin sessiz zenginliği…

Buket Didem Ulu

Kayseri’nin ilk AVM’si olan ‘Yeraltı Çarşısı’nda’ küçük bir gezinti yaptım. Kadın girişimcileri haberime konuk almak isterken, ‘Kayseri’nin sessiz zenginliğine’ şahit oldum. Yüzleri gülerek anlattılar ama bilirsiniz ya bir süre sonra acıya güler insan…

Kayseri’nin sessiz zenginliği sadece raflarda dizili ürünler değil, o rafların ardında saklanan hayatlardı. Tezgâhların ardında bambaşka hikayeler vardı. Bir zamanlar sınıflarda öğrencilerine ışık olmak isteyen, bugün ise çarşının serin koridorlarında ekmek kavgası veren atanamayan öğretmenler… İşte o an anladım: Kayseri’nin sessiz zenginliği sadece ticaretin canlılığı değil, hayallerinin peşinden koşarken hayata başka yerlerden tutunmak zorunda kalan ve hala umutları olan o insanların varlığıydı. 

Bir sokağa ‘Kültürlü sokak’ adını vermişler çarşıda. Çalışanlar, dükkan sahipleri hep atanamayan öğretmen ve memur olmak isteyen üniversite mezunları ile dolu. Öyle ki çoğu çalışan çift üniversite mezunu… İçlerinden biri acı ile gülümseyerek Tarih Öğretmeni Ramazan Yetgin’in ‘Bu memleket okuyan kızlarımızı kasiyer, erkeklerimizi kurye yaptı. Bu ülkede okuyanı, okumayana eleman yaptılar’ sözünü hatırlatarak, ‘Tam olarak böyle oldu. Biri sesimizi duydu. Hem tarih hem de okul öncesi öğretmeniyim. Gün sonunda buradayım ama’ dedi. 

Çoğu korkusundan konuşmak bile istemedi. ‘Aman sakın bunları yazmayın’ ifadeleri ile geçen konuşmalar ‘İlerde olur da bir şey olursa önümüze bunlar çıkmasın’ sözleri ile devam etti. Ama hepsinin ortak duygusu emeğinin karşılığını görememenin sessiz isyanıydı…

Çarşıdan ayrılırken kafamda tek bir cümle dönüp durdu: ‘Okuyanı, okumayana elaman yaptılar… Bu cümle sadece atanamayan öğretmenlere, memurlara değil bence ülkenin geleceğine dair derin bir yaraydı…

Yazarın Diğer Yazıları