Bekir Ulu

Sil Baştan...

Bekir Ulu

6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken hâlâ peş peşe meydana gelen depremler, durumun sanıldığının aksine ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Afetlere hazırlık konusunda ne yazık ki yeterli seviyeye bir türlü ulaşamıyoruz. Sadece deprem değil diğer tüm afetlerin beraberinde getireceği can kayıpları, ekonomik zararlar ve yapısal hasarların yanı sıra engelliler ve aileleri için de ayrıca pencere açılmalı.

Ülkemizin deprem gerçeği ile hayatı sürdürmeyi öğrenerek depreme yönelik sosyal, ekonomik ve yapısal manada toplumdaki her engelli grubunun yaşam alanlarını sil baştan tasarlayacak adımlar geliştirilmelidir. Bunun için de makro ve mikro ölçekte etkin politika araçları üretilmeli ve zararları/hasarları asgari seviyeye indirecek uygulamalar vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmelidir. Bu uygulamaların başarılı olmasının tek kıstası, işlevsel olmaları ve denetimin etkili yapılmasıdır. Engelli bireylere daha duyarlı stratejiler geliştirilmeli ve bu stratejiler, kamu-STK iş birliğiyle etkili hale getirilmelidir.

Bir deprem ya da başka bir afet anında ve sonrasında engellilerle ilgili yapılması gerekenleri kim biliyor! Hem bireysel düzeyde, hem de toplumsal düzeyde bilinç ve farkındalığın yoğunlaştırılması elzem. Bu bağlamda ‘engele duyarlı afet yönetimi’ şeklinde bir süreç belirlenmeli ve bu sürecin başarılı olması için kapsayıcı stratejiler ve sağlam bir bütçe kaynağı da olmazsa olmaz unsurlardan.

Afetler sonrasındaki en büyük sorun, malum iletişim ve ulaşım ağlarının çökmesi. Bunu en iyi 6 Şubat depremlerinde gördük. Her şeyin ‘sınırlı’ olduğu bu kriz durumlarında engellilerin ihtiyaçları noktasında imdadımıza yetişen şey, iyi bir planlama olacaktır.  O yüzden afetler meydana gelmeden önce nelerin risk unsuru olacağı, hangi noktalarda zayıflık yaşanacağı öngörülebilirse hasarların asgariye indirilmesi de o kadar mümkün olacaktır.

Afetlerin olumsuz etkilerinin psikolojik açıdan sorunlara yol açmaması mutlak surette önemsenmelidir. Kamunun ve hatta özel sektördeki sağlık kuruluşlarının bu dönemlerde engelliler özelinde psikolojik destek sağlamaları esasında hayati önem taşıyor. Bu konuyu, sıradan bir hizmet olarak görmekten mutlaka vazgeçmeliyiz. Arama-kurtarma çalışmaları kadar önemli bir konudan bahsediyorum.

Afet yönetimi ne kadar etkin ve hassas yönetilirse olumsuz etkiler de bir o kadar bertaraf edilmiş olur. Bu noktada ülkemizin Uluslararası Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi’ne (UNISDR) taraf olduğunu da belirtelim. Bu Çerçeve doğrultusunda 2015-2030 Kararları’nda afet öncesi, afet anı ve afet sonrasında yapılan afet riskinin azaltılması, akut dönem arama kurtarma, yıkıcı olumsuz etkilerin giderilmesi çalışmalarında ‘kırılgan’ grupların afete yönelik dayanıklılıklarının ve afet dirençliliğinin artırılmasına yönelik vurgu var.

Dolayısıyla engelli bireylerin dezavantajları göz önünde bulundurularak risk unsurlarının azaltılması ve afet sırası ile sonrası için bütünü gözeten stratejilerin geliştirilmesi için karar verici mekanizmalara çok önemli görevler düşüyor. Yazımın ilk satırlarında dile getirdiğim ‘sil baştan’ tanımını bu noktada önemsiyorum. Eğer tüm bu süreçlere sil baştan başlamazsak daha büyük trajedilerle karşı karşıya kalırız.

Yazarın Diğer Yazıları