Dün 10 Kasım sabahı saatler 9’u 5 geçeyi gösterdiğinde, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda bir sessizlik çöktü şehrin üstüne. O tanıdık siren sesi duyulduğu anda herkesin kalbi aynı anda titredi. O an herkes aynı duyguları hissetmiştir diye düşünüyorum: Minnet, saygı ve özlem.
Bir anlığına zaman durdu. Siren sesi duyulduğu anda caddeden geçen arabalar durdu insanlar arabalarından inip saygı duruşuna geçtiler. En çok da bu manzara yirekleri ısıttı. Kimi elini kalbine koydu, kimi gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. O kısacık bir dakikalık saygı duruşunda bir milletin minneti, sevgisi ve özlemi bir araya geldi.
Meydandaki kalabalığı izlerken şunu düşündüm. Atatürk’ü anmak sadece bir törenden ibaret değil, bir bilinç. Çünkü o, bu ülkenin her köşesinde hala nefes alıyor. Her sabah dalgalanan bayrakta, her çocuğun Cumhuriyet diyebilmesinde, özellikle her özgür düşüncede O var.
Kayseri’nin kalbinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yükselen o duygunun tarifi zor. Ne kadar yıl geçerse geçsin, siren sesi duyulduğunda hep aynı şey oluyor. Hepimiz içimizdeki aynı sese kulak veriyoruz. ‘Atam, seni hiç unutmadık.’
O, bir kez ‘Beni hatırlayınız’ demişti. Biz unutmuyoruz Atam… Ne seni, ne bıraktığın ışığı, ne de bize emanet ettiğin Cumhuriyet’i.
Seni her zaman saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.