Bazı tarihler takvim yapraklarında sıradan görünür ama insanın içinden hiç çıkmaz. 17 Aralık da Kayseri için işte öyle bir gün. Üzerinden yıllar geçse de bu şehir, o sabah yaşananları hala ilk günkü netliğiyle hatırlıyor.
17 Aralık 2016’da çarşı iznine çıkan askerlerimize yönelik gerçekleştirilen hain saldırı, Kayseri’nin kalbinde derin bir iz bıraktı. Patlamanın sesi kısa sürdü belki ama yankısı yıllardır devam ediyor. Evler sessizleşti, telefonlar sustu, umutlar yarım kaldı. Ateş düştüğü yeri yakar derler ama bu şehir o gün bu acıyı tek yürek olarak yaşadı.
Şehitlik, bu toprakların en onurlu makamıdır kutsaldır ama hiçbir acıyı azaltmaz. Çünkü her şehit ardında bir ev, bir masa, bir sandalye eksik bırakır. Zamanla geçer denir ama geçmez. İnsan sadece acıyla yaşamayı öğrenir. O günden sonra Kayseri’de her Aralık, biraz daha soğuk geliyor bana. Çünkü eksilen sadece canlar değil bir geleceğin hayalleriydi.
Şimdi şehitlerimizin ardından söylenen her söz eksik kalır. Çünkü hiçbir cümle bir annenin yarım kalan duasını bir babanın içine gömdüğü gözyaşlarını, kardeşlerin suskunluğunu anlatamaz.
Bugün bize düşen sadece anmak değil unutmamaktır. Büyan Şehit Cennet Yiğit ortaokulu’nun müzik öğretmeni Selçuk Boran ve öğrencilerinin 17 Aralık şehitleri anısına hazırladıkları çalışma da tam olarak bunu yapıyor. Henüz yaşları küçük ama yürekleri büyük olan çocuklar notalara döktükleri duygularla bize şunu hatırlatıyor vefa öğretilen bir ders değil, hissedilen bir sorumluluktur.
O çocukalrın sesinde sadece bir ezgi yoktu. Saygı, farkındalık, sessiz bir minnet vardı. Çünkü şehitlerimizi anmak onların isimlerini bilmek kadar emanet ettikleri ülkenin kıymetini çocuklara anlatabilmektir.
Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Kayseri sizi unutmadı, unutmayacak.