Ayşegül Şerife Akçakaya

Erciyes Üniversitesi Hayvan Hastanesi Neden Var?

Ayşegül Şerife Akçakaya

Pazar günü akşam saatlerinde kedimiz Ares üçüncü kattan aşağı sert zemine düştü. Yanına indiğimizde yaralanmıştı ağzı burnu kanıyordu. Eşimle birlikte hemen alıp veterinere götürmek istedik ama Pazar günü akşam saati olduğu için açık bir poliklinik bulamadık. Bu yüzden vakit kaybetmemek adına Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin acil servisine götürdük.

Hayvan hastanesi… Adı bile insana güven verirken içerde bizi bekleyen yalnızca bir güvenlik görevlisiydi. Panikle bağırdım ‘’kedim ölüyor nolur birisi gelsin’’ diye. Sesime kulak veren oldu evet ama o kulak ilgisizdi. Ağır adımlarla gelen bir görevli, gözlerinde telaş ya da acele yoktu. Ben gözyaşlarımı tutamazken beni odadan çıkarıp kedimizi muayene etti. Kedimizin damağında yarık, çenesinde kırık olduğunu söyledi. İğnelerini yapıp küveze koydu. Elinin altında röntgen cihazı olmasına rağmen ‘’yeterli personel yok ben tek başıma yapamam’’ bahanesiyle röntgen çekemeyeceğini söyledi. ‘’Sabaha kadar bu şekilde küvezde bekleyecek’’ dedi. Ama Ares’in nefes alışlarını dinleyen herkes bir şeylerin yanlış olduğunu fark ederdi. Ben hekim değilim ama baktığımda nefes almakta zorlandığını fark edebiliyordum. Kedimin arka kısmında kan olduğunu fark edip nedenini sorduğumda umursamaz bir tavırla içten gelen bir kanama olduğunu söyledi. Eşim, gerekiyorsa başka bir yere götürelim burda yapılamayacak bir şey varsa söyleyin dediğinde ‘’ben bilemem, ben bişey diyemem’’ cevabını aldık.

Ama biz öğrendik. Tanıdık bir veterinerle iletişime geçtik. Polikliniğini bizim için açtı. Tek başınaydı ama Ares’in röntgenini çekti, kan tahlilini yaptı, damar yolu açıp serumunu taktı. Solunumunu rahatlatacak her şeyi yaptı. Yani bütün bunların yapılması mümkünmüş o an anladık. Tek başına da aslında can kurtarılabiliyormuş.

O zaman sormak gerek, 

Erciyes Üniversitesi Hayvan Hastanesi acili gerçekten acil mi?

Neden yeterli personel yok?

Neden orada bulunan hekim ‘’hiçbir şey yapamıyorsa’’ o görevde tutuluyor?

Neden bir can için bu kadar yavaş, bu kadar duyarsız olunabiliyor?

Yeterli ekipman (röntgen makinesi vb.) olmasına rağmen neden bunlar kullanılmıyor?

Bana göre veterinerlik sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda vicdan, empati ve sorumluluk gerektiriyor. O gece biz sadece tedavi eksikliği yaşamadık, aynı zamanda bir ihmalin, bir ilgisizliğin ve en acısı da bir kayıtsızlığın içinde kaldık. Ares ne zaman tamamen iyileşir bilemiyorum ama bir şeyi çok net biliyorum: Canlarımıza gerçekten sahip çıkacak sistemlere ihtiyacımız var. Üniversite hastaneleri sadece tabela taşımasın, sorumluluk taşısın. Çünkü oraya gelen sadece bir ‘’hayvan’’ değil, bir ailenin canı, nefesi, evladı oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları