Ayşegül Şerife Akçakaya

Bir adam vardı…

Ayşegül Şerife Akçakaya

Küllerinden doğmak isteyen bir milletin en karanlık günlerinde dimdik ayağa kalktı. Herkesin umudu tükenmişken o, gökyüzünde bir umut yıldızı gibi parladı. Yalnızdı belki ama kararlıydı. Gözlerinde bir milletin geleceği, yüreğinde bağımsızlığa susamış milyonların hayali vardı. Çünkü o bir askerden fazlasıydı. O, bir milletin yeniden ayağa kalkma iradesiydi. Mustafa Kemal Atatürk…

Samsun’a attığı o ilk adım, yalnızca bir yolculuğun başlangıcı değil; bir uyanışın, bir dirilişin simgesiydi. O gün, sadece düşmana karşı değil, umutsuzluğa, teslimiyete ve yıkılmışlığa da başkaldırıldı. Bir millet, onun öncülüğünde yeniden var olmanın adımlarını atmaya başladı.
Atatürk, zaferlerin gölgesinde duran bir kahraman olmadı hiçbir zaman. O, geleceği düşleyen, halkını aydınlığa taşıyan bir vizyonerdi. Eğitimle, bilimle, eşitlikle şekillenen bir Türkiye hayal etti. Kadınların özgürce yaşayabildiği, çocukların bayramlarla sevindiği, gençlerin fikirleriyle büyüdüğü bir ülke kurdu.

Onun liderliğinde kurulan Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; bir vicdan, bir inanç, bir çağrıdır. Özgürlüğe, eşitliğe, insan onuruna duyulan inancın adıdır Atatürk. Ve biz bugün hâlâ onun gösterdiği yolda yürüyorsak, bu sadece geçmişe duyduğumuz saygıdan değil, onun fikirlerinin zamansız oluşundandır.

Her 19 Mayıs’ta gençliğe bıraktığı emanetin ağırlığını biraz daha hissediyoruz. Çünkü o, geleceği gençlere adadı. Umudunu, hayalini, mücadelesini onlara bıraktı. Bu yüzden her 19 Mayıs, sadece bir anma günü değil; bir hatırlatma, bir yeniden söz verme günüdür.
Atatürk, bir liderden fazlasıdır. O bir fikir, bir ülkü, bir duruştur. Ve bu duruş, bir milletin kalbinde hala ilk günkü kadar tazedir.

Sonsuz özlemle, sonsuz saygıyla…

Yazarın Diğer Yazıları