Adaletli ve erdemli insan olabilme ilahi dinlerin vaaz edip hedeflediği sonuçlardan biridir.
Bugün ülkemizde ve çevremizde adaletin ve erdemin ortadan kaldırılıp yok sayıldığı o kadar istenmeyen insan davranışı ve buna bağlı olaylara şahit oluyoruz ki çoğu zaman buna dayanıp tahammül edemeyen insanlar “Batsın bu Dünya, insanlığın çivisi çıkmış, böyle insanlık olmaz olsun” demekten kendini alamıyor.
Daha da ilerisi haksızlığa uğrayan ya da haksızlık yapan insanlar arasında darp etme, yaralama, sakat bırakma ve daha da ilerisi katletmeye varan olaylar yaşanabiliyor. Adalet dağıtmak üzere kurulan Adalet Bakanlığı ve ona bağlı mahkemeler var ama ne yazık ki görevini layıkıyla yapan, aldığı maaşı helal ettiren hâkim ve savcılar varken adaletten nasiplenmemiş adalet temsilcisi hâkim ve savcılar da ne yazık ki adaletin anasını ağlatıyorlar.
Toplumda mirastan hakkını alamayan çaresiz kadınlardan alacağını alamayan garibanlara, aylarca fabrikada çalıştığı halde maaşını alamayan gariban kimsesiz işçilere, tüccara verdiği kiraz, kayısı, erik ve bunun gibi el emeği göz nuru tarım ürününün bedelini vicdan yoksunu hal esnafından alamayan gariban çiftçiye kadar toplumda o kadar adaletsiz, hak ve hukuk tanımaz olaylar var ki saymakla bitmez.
Toplumda yaşanan bu ve benzeri haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik olayları o kadar fazla ki saymakla bitmez. İnsanların önemli bir kısmı bu haksızlıklara razı olarak ömürlerini tamamlıyorlar. Haksızlık yapanlar da her gün onu cehennem ateşinde yakacak günahlar kazanmaya devam ediyorlar.
Her şey için mahkemeye başvurmayı da çoğu insan uygun bulmuyor ya da daha da kötü şeyler olacağını hesap ederek zorluklara katlanarak yaşamayı tercih ediyor. Çoğu zaman mahkemeye müracaat etse dava yıllar sürecek ona da ya ömrü yetiyor ya da yetmiyor ya da çulu çuvalı bu yolda tüketiyor.
Acaba diyorum toplumda gönüllü arabuluculuk teşkilatları mı oluştursak
Tıpkı gönüllü görev yapan vakıflar, insani yardım kurumları gibi kurumlar oluştursak. Belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar bu kurumlara imkanlar sağlayıp sahip çıksa. Mahallede, sanayide, köyde, toplu yaşanan site ve iş yerlerinden esnaflar, komşular ve sakinler kim varsa aileler, insanlar arasında meydana gelen anlaşmazlıkları takip edip arabuluculukla çözüme kavuşturma çalışması yapsalar. Mahkemeye gidip oraları meşgul etmeden birçok problem kendiliğinden damga vergisi, pul vergisi, müracaat vergisi vermeden çözülür diye düşünüyorum.
İçinizden bazıları iyi de avukatlar ne yiyip ne içecek diyecek gibi geliyor bana. Korkmaya gerek yok Allah onlara da bir rızık yolu açacaktır.
Eğer bu düşünceyi valilerimiz, belediye başkanlarımız, kaymakamlarımız dikkate alır ve deneme mahiyetinde uygulamaya koyarlarsa inanın kısa zamanda büyük mesafe alınır, toplum barışına da büyük katkı sunulur diye düşünüyorum.
Hem mahkeme masrafından kurtulma, hem dost, ahbap, akraba arasındaki kırgınlık ve küskünlükleri önleme hem de toplum barışını sağlama konusunda çok faydalı olur diye düşünüyorum. Denemesi bedava, buyurun öyleyse.