Psikolog Sürmen'den okulun ilk günü için yol haritası

Yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte milyonlarca çocuk için okul kapıları yeniden açıldı. Psikolog Beyza Sürmen, özellikle okulun ilk günü yaşanan ayrılık kaygısına karşı aileleri uyarıyor ve çözüm önerileri anlattı.

Psikolog Sürmen'den okulun ilk günü için yol haritası
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte milyonlarca çocuk için okul kapıları yeniden açıldı. Ancak bu heyecan dolu süreç, yalnızca minikler için değil, ebeveynler için de beklenmedik psikolojik zorluklar oluşturabiliyor. Psikolog Beyza Sürmen, özellikle okulun ilk günü yaşanan ayrılık kaygısına karşı aileleri uyarıyor ve çözüm önerilerde bulundu.

Okulun ilk günü kaygı değil, düzenlenebilir bir geçiştir

Sürmen, okulun ilk gününde karşılaşılan karın ağrısı, “gitmek istemiyorum” cümleleri ve gözyaşlarının çocuk ve aileler için doğal bir tablo olduğunu vurguluyor. Psikolog Sürmen; “Okulun ilk günü bir kriz değildir, düzenlenebilir bir geçiştir. Doğru hazırlıklarla birkaç gün içinde kaygı, merak ve coşkuya dönüşebilir” ifadelerini kullandı.

Ebeveyn kaygısı çocuk üzerinde doğrudan etki yaratıyor

Beyza Sürmen göre bazen çocuk değil ebeveynlerin daha kaygılı olduğunu vurgulayarak şöyle dedi; ‘Ebeveyn kaygısı, çocuğa görünmez bir telgraf gibi ulaşır. Sakin bir ses, kararlı duruş ve sözünüze bağlılık, çocukta güvenli bir temel oluşturur.’

Psikolog Sürmen, okulun ilk gününün sadece çocuğun değil, anne babanın da kalbinin hızlı attığı bir dönem olduğunu belirtiyor. Çocuğun bir yanda annesinin elini bırakmak istememesi, diğer yanda sınıfta keşfedeceği oyuncaklara merak duyması gibi çelişkili duygular yaşamasının son derece doğal olduğunu ifade etti.

Gözyaşları çocuğun bilinçaltındaki soruları yansıtıyor

Okulun ilk gününde görülen ağlama krizlerinin, çocuğun güvenli aile ortamından ayrılmanın getirdiği doğal bir tepki olduğunu dile getiren Sürmen, bu gözyaşlarının “Burada güvende miyim?”, “Annem babam geri gelecek mi?” gibi soruları içerdiğini söylüyor. Ailelerin bu duyguları görmezden gelmek yerine anlamaya çalışmasının önemine dikkat çekiyor.
Beyza Sürmen, ayrılma kaygısının her çocuğun duygusal gelişiminde normal bir aşama olduğunu ancak bu durumun uzun sürmesi halinde çocuklarda okul fobisi gibi daha ciddi sorunlara yol açabileceğini ifade ediyor. Sürmen, okul fobisinin sevgi, sabır ve gerektiğinde profesyonel destekle aşılabileceğini söyledi.

‘Ağlama demek yerine anlayın’

Ağlayan bir çocuğa “Ağlama” demek yerine, “Seni anlıyorum, yeni bir yere gitmek biraz korkutucu olabilir” gibi cümlelerle duygularını kabul etmenin önemli olduğunu vurgulayan Sürmen, ebeveyn-öğretmen işbirliğinin de bu süreçte hayati öneme sahip olduğunu aktardı. Öğretmenin çocuğun güvenli limanlarından biri olabileceğini ve sağlam bir iletişimin olası sorunları önleyeceğini kaydetti.

Her çocuğun okula adaptasyon sürecinin farklı işlediğini dile getiren Sürmen, içe dönük ve dışa dönük çocuklara yönelik yaklaşımların değişmesi gerektiğini belirtiyor. Dışa dönük çocukların daha hızlı sosyalleştiğini, içe dönük çocukların ise gözlem yapmayı tercih ettiğini söyleyen Sürmen, ailelerin bu kişilik farklılıklarına saygı duymalarını öneriyor.

Yol haritası belirledi

Psikolog Beyza Sürmen, okulun ilk günü sürecinde ailelerin çocuklarını doğru şekilde destekleyebilmesi için kapsamlı bir yol haritası hazırladı. Sürmen, öncelikle ebeveynlerin sakin ve güven verici bir duruş sergilemesinin, çocukların kaygılarını azaltmada kritik olduğunu belirtti. Çocuğun yaşadığı duyguları kabul etmek ve onaylamak, endişe ve korkularını ifade edebilmesi açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

Sürmen, vedaların kısa ve tutarlı olmasının çocuğun güven duygusunu pekiştirdiğini ifade ederken, günlük rutinlerin sürdürülmesinin de çocuğun adaptasyon sürecine olumlu katkı sağladığını vurguladı. Çocuğun okula önceden hazırlanması, sınıf ve öğretmenle ön görüşmeler yapılması, yeni ortamın tanıtılması ve oyunlarla prova edilmesi gibi uygulamaların kaygıyı meraka dönüştürdüğünü belirtiyor.

Ayrıca Sürmen, öğretmenle açık iletişim hattı kurmanın, çocuğun ihtiyaç ve duygularının yakından takip edilmesine imkân verdiğini söylüyor. Süreç boyunca sabır ve tutarlılığın korunmasının, çocuğun güvenli bir şekilde adaptasyon sağlaması açısından hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Psikolog Sürmen, bu bütüncül yaklaşımın çocukların okul deneyimlerini olumlu bir şekilde şekillendirdiğini ve uzun vadeli akademik başarıya zemin hazırladığını aktardı.