- Haberler
- Röportaj
- Kayserililer dikkat: Bu belirtiler sizde varsa işte sebebi – İnce tek tek açıkladı!
Kayserililer dikkat: Bu belirtiler sizde varsa işte sebebi – İnce tek tek açıkladı!
Yaz aylarının başlamasıyla birlikte yorgunluk, huzursuzluk, keyifsizlik yaşayan Kayserililer dikkat! Bu belirtilerin nedenini Psikolog İnce tek tek açıkladı. İşte detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberinde…
Yaz aylarının başlamasıyla birlikte yorgunluk, huzursuzluk, keyifsizlik durumları vatandaşlarda etkisini artırdı. Her üç kişiden birinde görüldüğü ifade edilen ‘Yaz depresyonu’ neden yaşanır? Yaz depresyonun belirtileri nelerdir? Yaz depresyonunda olduğunu hisseden bireyler neler yapmalıdır? Psikolog Tuğba İnce Kayseri Anadolu Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
Yaz depresyonu nedir?
Yaz depresyonunu; ‘Her parlak ışığın ardından gölgeler de vardır’ ifadeleri ile betimleyen Tuğba İnce, ‘Yaz depresyonu, havalar ısındığında, günler uzadığında ve ‘herkes mutlu’ görünürken gelişen bir depresyon halidir. Bu da yaz mevsiminin ‘olmazsa olmaz neşesi’ ile uyuşmadığı için kişide hem bir duygusal yalnızlık hem de suçluluk duygusu yaratabilir. Yaz depresyonu yaşayan biri için güneşli bir gün, huzur değil huzursuzluk anlamına gelebilir. Kimi zaman gece boyunca uyuyamayan, sabahları yorgun uyanan, yemek yemek istemeyen ve sosyalleşmekten kaçınan biri, çevresi tarafından ‘keyifsiz’ olarak nitelendirilir. Oysa bu davranışların altında biyolojik, psikolojik ve çevresel birçok etken yatabilir’ ifadelerinde bulunarak ‘Yaz depresyonun’ neden yaşandığını açıkladı.
İşte ‘Yaz depresyonu’ nedenleri…
Yaz depresyonunun sebepleri kişiden kişiye değişebilir ifadelerinde bulunan İnce, depresyon nedenlerini şöyle sıraladı;
Biyolojik faktörler: Melatonin ve serotonin gibi hormonların yaz aylarındaki dengesiz salınımı, ruh halini etkileyebilir.
Uyku düzeni: Aşırı sıcaklar, uyku kalitesini bozar; bu da ruh halini olumsuz etkiler. Yaz aylarında günlerin uzaması, geç saatlere kadar uyanık kalma eğilimi ve sıcak havaların uykuya dalmayı zorlaştırması, vücut ritmini olumsuz etkileyebilir.
Aşırı sıcaklar: Yüksek sıcaklıklar yalnızca fiziksel konforu bozmakla kalmaz; aynı zamanda sinirlilik, huzursuzluk ve enerji düşüklüğüne de yol açabilir.
Sosyal karşılaştırma: Sosyal medya ve çevredeki insanların tatil, eğlence paylaşımları, kişi üzerinde ‘ben neden mutlu değilim?’ baskısı oluşturabilir, kişinin kendini yetersiz hissetmesine neden olabilir.
Gündelik rutinin bozulması: Okulların kapanması, iş yoğunluklarının değişmesi, tatil planlarının getirdiği düzensizlik; bazı bireylerde kontrol kaybı duygusunu tetikleyebilir. Tatil döneminde oluşan düzensizlikler, bireylerde psikolojik zorlanmalara neden olabilir.
İşte yaz depresyonu belirtileri
Yaz depresyonunun her bireyde farklı şekillerde kendini göstereceğini ifade eden İnce, ‘Sürekli bir huzursuzluk ve iç sıkıntısı, uykusuzluk ya da düzensiz uyku, iştah kaybı ve kilo verme, yoğun endişe hali, sinirlilik, sosyal ortamlardan kaçınma, içe kapanma, hayattan keyif alamama, enerjisizlik, suçluluk ve değersizlik hisleri’ bu belirtilerin en az iki hafta boyunca sürmesi ve bireylerin günlük yaşamını etkilemesi halinde bir uzmana danışılması gerektiğini belirtti.
Yaz depresyonu için ne yapılabilir?
Yaz depresyonuyla başa çıkmak için yapılması gerekenleri İnce şöyle sıraladı:
Günlük rutin oluşturmak: Uyumak, uyanmak ve yemek yemek için belli saatler belirlemek.
Sıcak saatlerde dışarı çıkmamak: Sabah ya da akşam saatlerinde yürüyüş yapmak, serin ortamlarda bulunmak.
Ekran süresini azaltmak: Sosyal medya içeriklerinden uzak kalmak, karşılaştırma tuzağından korunmayı sağlar.
Kendine alan tanımak: Herkes dışarıdayken evde kalmak isteyebilirsiniz; bu bir problem değildir. İhtiyaçlarınızı yargılamadan kabul edin.
Gerekirse destek almak: Bir uzmana başvurmak, ruhsal sürecinizi anlamlandırmak ve çözüm üretmek için güçlü bir adımdır.
‘İnsan sadece hava durumuna değil, kendi duygusal iklimine de uyum sağlamayı öğrenmek zorundadır’
Tüm açıklamalarının ardından İnce, ‘Bazı dönemlerde dış dünya ile iç dünya uyum içinde olmayabilir. Yazın ışığı herkese aynı sıcaklığı getirmeyebilir. İçsel bir karanlık hissi, bir bozukluk değil; anlaşılması gereken bir süreçtir. Bu süreçte yardım istemek, konuşmak ve kendinizi duymaya çalışmak, iyileşmenin en temel adımıdır. Çünkü insan sadece hava durumuna değil, kendi duygusal iklimine de uyum sağlamayı öğrenmek zorundadır’ ifadelerinde bulundu.
