Kayserili dervişi karısı öldürmek istedi – İşte peygamber efendimizin o zat için kullandığı sözler!

Kayseri'de Hz. İsa (as)'dan sonra dünyaya geldiği ancak hangi asırda doğduğu bilinmeyen Şemun El Gazi'nin hikayesini daha önce duymuş muydunuz? Etkili hikayesiyle okuyucuları kendine kilitleyen bu haberde Şem-un El Gazi ve eşinin ona yaptığı hainliği okuyacaksınız. Detaylar haberimizde…

Kayserili dervişi karısı öldürmek istedi – İşte peygamber efendimizin o zat için kullandığı sözler!

Melikgazi, Seyyid Burhanettin ve Şemun El Gazi… Kayseri’de yaşayan ve bu topraklara kattıkları ilimle günümüze ışık tutan zatlar hem tarihi hem de manevi açıdan Kayseri’de önemli bir yer tutuyor. Şemun El Gazi ise pek çok vatandaş tarafından bilinmiyor. Ancak öyle bir hikayesi var ki okuyucularını kendine bağlıyor. İşte Şemun El Gazi hayatı ve içinde barındırdığı manevi güç.

Kadir Suresi’nde Kayserili zat detayı

İncesu ilçesinde yer alan Şemun El Gazi Türbesi'nin girişinde ‘’Hz. İsa (as) havarilerinden Şemun El Gazi'' yazısı yer alıyor. Yüzyıllık türbede zat ile ilgili asılı yazıda Peygamber Efendimizin  bir hadisinde bahsettiği şu sözler yer aldı, ‘’Geçmiş zamanda Şemun adlı bir Peygamber vardı. Allah’u Teala’nın rızası için bin ay, devamlı cihad edip silahını omzundan çıkarmadı.’’

Kayserili dervişi karısı öldürmek istedi – İşte peygamber efendimizin o zat için kullandığı sözler!

 Bu hadisi duyan Ashab-ı Kiram ise,  ‘’Keşke bizim ömrümüz ‘de uzun olsaydı da, biz de din uğruna Allah için cihad etseydik’’  Bunun üzerine Kadir Suresi nazil olup; ‘’Size Kuran’ın indi­rildiği Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.’’ buyruldu.

Karısı Şemun El Gazi’yi öldürmek istedi

Türbede yazılı rivayete göre, Şemun El Gazi, benzeri görülmemiş bir yiğit olup kendisini hangi bağ ile bağlasalar o bağı kırıp kurtulurdu. İman etmeyenlere karşı Allah yolunda cihad ederdi. İnanmayanlar onun karşısında aciz ve çaresiz kalmışlardı. Bu halden kurtulmak için bir hile ile çare arıyorlardı. 

Elleri, ayakları zincirle bağlandı

Yaşadıkları beldenin hakimi, Şemun El Gazi'nin hanımına haber gönderip, “Eğer kocanı öldürmede bile yardımcı olursan, seni kendime alıp istediğin her şeye kavuştururum.” dedi. Kadın buna aldandı ve “Size nasıl yardımcı olurum?” diye sordu. O da “Gece uyurken onu iple iyice bağla ve bize haber ver.” dedi. Kadın bu teklifi kabul etti.

Bir gece Şemun El Gazi uyurken onu sağlam bir iple sıkıca bağladı. Şemun El Gazi sabahleyin uyanıp kendisinin bağlandığını görünce, hanımına bunu niye yaptığını sordu. O da, “Senin çok kuvvetli olduğunu, seni bağlayan her ipi koparacağını söylerdin. Kuvvetini denemek için yaptım bunu.” dedi. 

Şem’un ses çıkarmadı gerildi ve bütün ipleri kırdı. Kadın yaptığı işte başarısız kaldığını şehrin haki-mine bildirdi. Onlar bu defa bir zincir gönderdiler. Onunla bağla-masını tembihlediler. Kadın Şem’un’u bu defa bu zincirle bağladı. Şem’un uyanınca bu defa zincirleri de bir hamlede dağıttı. Karısına bunu niçin yaptığını sorunca, “Şem’un ne ile bağlanırsa bağlansın hepsini kırar diye duymuştum. Onun için denedim” dedi. Şem’un “Doğrudur” diye cevap verdi ve “Ben ancak kendi saçımın teliyle bağlanırsam onu kıramam” dedi. 

Asılmaktan böyle kurtuldu

Kadın bunu öğrenince bir gecede onun ellerini ve ayaklarını saçından aldığı kıllarla bağladı. Sabahleyin uyanınca, Şem’un bunları kıramadı. Kadın durumu şehrin hakimine bildirdi. Askerleri gelip onu şehrin hakiminin huzuruna götürdüler. Şehrin yöneticisi, dört sütun üzerine inşa edilmiş bir köşkte oturuyordu. Halkı sarayının önüne topladı. Şemun El Gazi'nin asılması için darağacı kurdurdu. Orada asılmasını emretti. Askerler, onu elleri kendi sakal kıllarıyla bağlı olarak darağacının önüne getirdiler. Büyük bir kalabalık taş kesilmiş bezeli düşmanlarının asılacağı anı sabırsızlıkla bekliyorlardı. Şemun Aleyhisselam, yağlı ip boğazına geçirilmeden, darağacına baktı ve hafif tebessüm ederek, gözlerini yumup, sessiz bir şekilde Allah’u Teala'ya şu duada bulundu: “Ya Rabbi, Dünyada yaşamayı, senin yolunda kafir ile cihad etmek için isterim. Eğer bir isteğim kalpten ve samimi ise, duamı kabul buyur ve beni kurtar. Senin yolunda cengime devam edeyim. Değilse, zaten sana geliyorum, bundan mutluluk duyarım.”

Melek geldi ayaklarını çözdü 

Şemun Aleyhisselam’ın bu duasından sonra bir Melek geldi, ellerini ve ayaklarını çözdü. Bunun üzerine Şemun Aleyhisselam, şehrin hakiminin sarayını avuçladığı gibi kendisinin asılmasını  seyre gelen halkın üzerine savurdu . Bundan sonra yine gazalarına devam etti. Vadesi gelince de vefat etti. Ona inanalar bu defa, onu götürüp Erciyes’in zirvesine yakın bir yerde toprağa verdiler. Bu küçük tepede kendisinin zaten kuyusu vardı. Bugün halk tarafından, ”Evliya Dağı” diye adlandırılan  bu yerde Selçuklular’ın üzerine yaptırdığı güzel bir binanın içinde yatmaktadır. Kabrinin boyu 4 metredir. Başucunda ise iki çocuğuna ait mezarlar vardır.